2008/37(*)
Tarih : 14.05.2008
Konu : 3201 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklanan davalar
22.05.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3201 sayılı Karnına göre yurtdışında geçen çalışmalarını Kurumumuza borçlanan ve tahakkuk ettirilen borç miktarını ödedikten sonra yurtdışındaki çalıştığı işyerinden ayrılıp Türkiye’ye kesin dönüş yaptığını beyan eden ve borçlandıkları hizmetler dikkate alınarak kendilerine aylık bağlanan vatandaşlarımızın Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerin sigorta mercileri ile yapılan yazışma neticesinde tahsis talebinde bulundukları tarihte yurtdışında çalıştıkları veya çalışmaya bağlı sosyal sigorta ödenekleri olan işsizlik ve hastalık ödeneği ile ikamete bağlı sosyal yardım aldıkları tespit edilenlerin aylıkları 3201 sayılı Kanunun 6. maddesi ve 506 sayılı Kanunun 62. maddesine göre iptal edilmekte, gerçek dışı beyan nedeniyle aylığın başlangıç tarihinden iptal edildiği tarihe kadar yersiz ödenen aylıklar Yönetim Kurulumuzun 23.02.1995 günlü ve V/721 sayılı Kararına istinaden uygulamaya konan 27.04.1995 tarihli ve IX-034-332909 Genel Yazı uyarınca yasal faizi ile birlikte kendilerinden tahsil edilmektedir.
Ancak, Kurumumuzun bu uygulaması yargıya intikal ettiğinde, sigortalının yurtdışında çalıştığı veya çalışmaya bağlı sosyal sigorta ödenekleri olan işsizlik ve hastalık ödeneği ile ikamete bağlı sosyal yardım aldığı sürelerde yurda kesin dönüş yapmadığı, yurtdışı ilişkisinin devam ettiği varsayılmakta ve yurtdışında çalıştığı, çalışmaya bağlı sosyal sigorta ödeneği olan işsizlik ve hastalık ödeneği ile ikamete bağlı sosyal yardım aldığı sürenin bitiş tarihini takip eden aybaşından itibaren aylığının başlatılmasına karar vermekte, sigortalının sadece yurtdışında çalıştığı veya çalışmaya bağlı sosyal sigorta ödenekleri olan işsizlik ve hastalık ödeneği ile ikamete bağlı sosyal yardım aldığı sürelere münhasır olmak üzere istirdat talebimizi kabul etmekte, bu sürelerin bitiminden sonraki tarih ile aylığın kesildiği tarih arasında kalan döneme ait istirdat talebimizi reddetmekte, istirdat davamızın kısmen kabul, kısmen de reddine karar verilmesi nedeniyle de davacı tarafa yüksek miktarda mahkeme masrafı ve vekalet ücreti ödemek zorunda kalınmaktadır.
Bilindiği üzere, 3201 sayılı Kanununu 1. maddesine göre, 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşları yurtdışında geçen ve belgelendirilen çalışına süreleri, bu çalışma süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurtdışında ev kadını olarak geçen sürelerini ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna yazılı olarak başvurarak borçlanabilmektedirler.
3201 sayılı Kanunun 6. maddesinde ise;
- Bu Kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapabilmesi için yurda kesin dönülmüş olması, tahakkuk ettirilen borcun tamamının ödenmiş olması ve borcun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulmasının şart olduğu,
- Bu kamın hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurtdışında çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren aylıklarının kesileceği,
- Bunlardan yeniden kesin dönüş yapanların bu hizmetlerini 4. madde hükümleri gereğince borçlanmaları şartıyla aylıklarının bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanacağı, bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıklarının yurda kesin dönüş tarihini takip eden aybaşından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödemeye başlanacağı, öngörülmüştür.
06.07.2007 tarih ve 26574 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında 3201 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile yurda kesin dönüş” ibaresi, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmasının sona ermesi, çalışmaya bağlı sosyal sigorta ödenekleri olan işsizlik ve hastalık ödeneği ile ikamete bağlı sosyal yardım almaması şeklinde tanımlanmıştır.
Diğer taraftan, Kurumumuzdan yaşlılık aylığı talebinde bulunanların durumları 506 sayılı Kanunun 60. ve 62. maddelerine göre değerlendirilmektedir. 60. madde yaşlılık aylığı bağlama şartlarını düzenlemekte, ayrıca bu maddenin (H) bendi ile 62. madde yaşlılık aylığına hak kazanan bir sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı talepte bulunması, 63. madde ise yaşlılık aylığı almakta olanların sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde aylıklarının çalışmaya başlanılan tarihte kesilmesi gerektiğine ilişkin hükümler içermektedir.
Anayasa Mahkemesi, 25 Nisan 2003 tarih, 25089 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 12.12.2002 tarihli, 2000/36 E, 2002/198 K. sayılı Kararında 3201 sayılı Kanunun 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan kesin dönülmüş” sözcüklerinin Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, ayrıca 3201 sayılı Yasa’nın 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendi ile yaşlılık aylığı tahsisi için getirilen yurda kesin dönüş koşulunun 506 sayılı Kanunun 60 maddenin (H) bendi ile 62. maddeye göre işten ayrılma yönünden yurtiçinde ve dışında çalışanlar arasında bir ayrıma neden olmadığından Anayasa’ da öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığına hükmetmiştir.
Yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın sosyal güvenliklerini teminat altına almak için yapılmış bulunan sosyal güvenlik sözleşmeleri devletler arası hukuk niteliğinde olup taraf ülkelerin parlamentolarının onayından geçtiklerinden, ihtiva ettikleri hükümlere taraflarca aynen uyulması gerekmektedir.
Anayasamızın 90. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre sosyal güvenlik sözleşmeleri Kanun hükmündedir. Bu hüküm gereğince sözleşmelerin ülkemizde uygulanması yönünden diğer kanunlardan farkı bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, aylık almakta olan kişilerin ikili sosyal güvenlik sözleşmemiz bulunan ülkelerde çalışmaya başlamaları halinde, sözleşmelerin genel prensibi olan, çalışılan işin ilgilinin kendi ülkesinde olması halinde aylığın durdurulması, kesilmesi veya iptalini gerektiren bir çalışma olması durumunda sözleşmeli ülkedeki aynı mahiyetteki çalışma nedeniyle bağlanmış bulunan aylıkların kesilmesi, durdurulması veya iptali hukuki bir zorunluluktur.
Bu itibarla, yersiz ödenen söz konusu aylıkların istirdadını teminen ilgili birimlere (Devredilen Hukuk İşleri Sigorta Müdürlükleri ve hukuk servisleri) verilecek talimatlarda ve bu talimatlara istinaden Kurumumuz avukatları tarafından açılacak davalarda mahkemeye
- 3201 sayılı Kanuna göre borçlandırılan sürelere istinaden yaşlılık aylığı talebinde bulunulduğu tarihte yurda kesin dönüş yapmadığı, fiilen çalıştığı, işsizlik veya hastalık yardımı aldığından 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (H) bendi ve 62. maddesine göre çalıştığı işten ayrılma ile 3201 sayılı Kanunun 6. maddesine göre yurda kesin dönüş ve yazılı istekte bulunma ortak koşulunun birlikte gerçekleşmediği, bu nedenle ilgilinin aylık almaya müstahak olmadığı,
- Aylık almaya müstahak olmayan bir kişi tarafından verilen tahsis talep dilekçesinin dikkate alınamayacağı, yazılı olarak aylık talebi bulunmadığı halde talep aranmaksızın yurtdışındaki fiilen çalışmanın, işsizlik veya hastalık yardımı gibi ikamete bağlı yardımların bitiş tarihlerini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığının başlatılmasının 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (H) bendi ve 62. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 6. maddesine göre mümkün bulunmadığı,
- Talepte bulunulan tarihte 506 ve 3201 sayılı kanunlarda aylığın ödenmesi için gerekli olan tüm aylık bağlama ve hesaplama koşullarının oluştuğu varsayılarak ödendiğinden, aylıkların iptal edilmesi nedeniyle yersiz ödendiği tespit edilen aylıkların ödeme tarihleri itibari ile hesaplanacak faizi ile birlikte tahsil edilmesinin gerektiği, bu şekilde yersiz ödenen aylıkların istirdadının talep edilmesinin 3201 ve 506 sayılı Kanuna uygun bir uygulama olduğu,
- Sigortalılara yeniden aylık bağlanabilmesi için 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (H) bendi ve 62. maddesine göre fiili çalışmanın, işsizlik veya hastalık yardımının sona ermesi ve 3201 sayılı Kanunun 6. maddesine göre yeniden yurda kesin dönüş yaptıktan sonra yazılı istekte bulunması halinde talep tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanacağı,
belirtilmesi suretiyle açıklamada bulunulması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.