II- TİCARİ BORÇLAR
İşletme yabancı
kaynakları içinde yer alan ve ticari borçlar olarak nitelendirilen borçlar, işletmelerin
ticari işlemleri çerçevesinde doğan borçlardır. Ticari faaliyetle ilgili olmakla
birlikte bir ticari işlem sonucu oluşmayan borçlar işletme bilançosunun bu
kalemi içinde gösterilmez. Bu tür borçlar diğer borçlar içinde gösterilir.
Ticari borçlar vadelerine göre kısa ve uzun
vadeli olmak üzere ikiye ayrılır. İşletme ticari borçları şu borç kalemlerinden
oluşur.
- Satıcılar (satıcılara senetsiz borçlar),
- Borç Senetleri,
- Alınan Depozito ve Teminatlar,
- Alınan Avanslar,
- Diğer Ticari Borçlar.
Ticari borçların değerlemesini borç türleri
itibariyle belirtelim.
A-
SATICILAR
Bu
tür borçlar ticari işlem yapılan (mal alınan) kişi ve kurumlara olan borçları
ifade eder. TTK uyarınca düzenlenmiş Poliçe ve Bono ile temsil edilmeyen tüm
ticari borçlar, arada sözleşme dahi olsa bu grupta değerlenir. Cari hesap usulü
ile çalışılan satıcıların dönem sonu itibariyle alacakları da bilançonun bu
kalemi içinde gösterilir.
Borçların
dönem sonu fiili envanterinin çıkartılması ilgili (alacaklı)
işletmelerle mutabakat sağlanarak yapılır. Dönem sonu itibariyle nedeni
bilinmeyen envanter farklılıkları 197 veya 397 no.lu
geçici hesaplara kaydedilir. Dövizli borçlar borç envanteri
açısından döviz bedelleri ile ayrıca Nazım Hesaplarda izlenebilir.
1- TL Borçları Değerleme
Borçlar,
VUK’un 285. maddesi uyarınca mukayyet değeri ile değerlenir.
Borçların envanter ve değerlemesinde cari hesaplarla
ilgili olarak dönemsel gider tahakkuklarının yapılması sağlanmalıdır. Diğer
taraftan borçların işletmede kullanım süresi ve işletmeye maliyetleri hususu
dikkatle değerlendirilmeli; emsaline göre yüksek tutarda veya oranda faizle borçlanılmasının
iktisadi ve teknik icaplara uymadığından hareketle bu işlemin örtülü sermaye
veya örtülü kazanç dağıtımı olarak nitelendirilebileceği unutulmamalıdır.
2- Dövizli Borçların
Değerlemesi
Döviz üzerinden borçlar da mukayyet değerle değerlenir.
Ancak VUK’un 280. maddesi uyarınca dövizli borçların
mukayyet değerine, değerleme günü itibariyle Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan
döviz alış kuru üzerinden yapılacak kur değerlemesi sonuçlarının da eklenmesi gerekmektedir.
Dövizli borçlarla ilgili olarak alehyte hesaplanacak
kur farkları 780/797 no.lu (Finansman Giderleri) maliyet hesaplarına, lehte
hesaplanacak kur farkları da 646 no.lu gelir tablosu hesabına kaydolunur. Maliyet hesapları dönem sonu itibariyle gelir
tablosu (660/661 no.lu hesap) hesaplarına aktarılarak kapatılır.
Dövizli borç değerlemesine
bir örnek verelim. Bir işletmenin devamlı mal aldığı satıcıya 30.10.2013 vadeli
20.000 $ borcu bulunmaktadır. Bu borcun kayıtlı değeri 36.000 TL’dir. İşletme,
vadesinde borcunun yarısını ödemiş yarısını ödeyememiştir. Ödenemeyen borç kısmı
20.02.2014 tarihinde 10.500 $ olarak ödenecektir. Borçta meydana gelen artış
için alacaklı işletme faiz faturası düzenleyerek işletmeye göndermiş, işletme
de KDV’yi peşin olarak ödemiştir. Borç vadesinde ödenmiştir. Dolar kurunun
30.10.2013 tarihinde 1,85 TL, 31.12.2013 tarihinde 2,0 TL, 20.02.2014 tarihinde
2,04 TL olduğunu kabul edelim (İşletme maliyet muhasebesini 7/A seçeneğine göre
tutmaktadır)
30.10.2013 tarihli değerleme ve işlemler:
Değerlenmiş borç tutarı:
20.000 $ x 1,85 = 37.000 TL
Borç kur farkı (değerleme farkı):
(37.000 – 36.000 =) 1.000
TL
Yeni borç tutarı:
10.500$ x 1,85 = 19.425 TL
Fatura edilen faiz:
500$ x 1,85 = 925 TL+166,5
TL (KDV)
––––––––––––– 30.10.2013 ––––––––––––
780 FİNANSMAN GİDERLERİ 1.000
320 SATICILAR 1.000
320.02.014 Satıcı M’ye $
borçlar
Açıklama: Değerleme kaydı
––––––––––––––––– /
––––––––––––––
–––––––––––––
30.10.2013 ––––––––––––
320 SATICILAR 18.500
320.02.009-
100 KASA 18.500
Açıklama: Borç ödenmesi
–––––––––––––30.10.2013 ––––––––––––
780-FİNANSMAN GİDERLERİ 925
191 İNDİRİLECEK KDV
166,5
320 SATICILAR 925
320.02.014 Satıcı M’ye $ borçlar
100 KASA 166,5
Açıklama: Faiz karşılığı borç vadesinin uzatılması
––––––––––––––––– / ––––––––––––––
Dönem sonu değerlemesi ve muhasebe kaydı:
Değerlenmiş
borç tutarı: 10.500$ x 2,0 = 21.000 TL
Borç kur
artışı (değerleme farkı): (21.000 – 19.425=) 1.575 TL
–––––––––––––31.12.2013 ––––––––––––
780 FİNANSMAN GİDERLERİ 1.575
320 SATICILAR 1.575
320.02.014 Satıcı M’ye $
borçlar
Açıklama: Dönem sonu değerleme kaydı
–––––––––––––––– /
–––––––––––––––
Borcun
ödenmesi:
Borç ödeme tutarı; (10.500$ x 2,04=) 21.420
TL
Borç kur artışı; (21.420 – 21.000=) 420 TL
–––––––––––––
20.02.2014 ––––––––––––
320 SATICILAR 21.000
320.02.014-
780 FİNANSMAN GİDERLERİ 420
100 KASA 21.420
Açıklama: Borç ödenmesi
––––––––––––––––– /
––––––––––––––
İşletme dönem içinde
kayıt yapılan maliyet hesaplarını kısa vadeli borçlanma gideri (660) hesabına
aktararak kapatacak, gelir tablosu hesaplarını da 690 nolu
hesaba aktararak kapatacaktır.
B- BORÇ SENETLERİ
İşletmenin ticari
faaliyeti ile ilgili olarak ortaya çıkan senede bağlı borçları bilançonun uzun
veya kısa vadeli yabancı kaynakları içinde bu kalemde gösterilir. Borç
senetlerinden kasıt TTK uyarınca düzenlenmiş ve borçlusu işletme olan Bono ve
Poliçelerdir.
TTK
uyarınca Çek bir ödeme aracı olup vade içermez. Vade konularak da çek senet
niteliği kazanmaz. Bu nedenle verilen çekler ve ödeme emirleri teknik olarak
bilanço aktifinde hazır değerler içinde negatif unsur olarak gösterilir.
Yasal
düzenlemeye uygun olmasa da vadeli çeklerin kullanımı oldukça yaygındır.
Uygulamada, düzenlenmiş olan vadeli çeklerin hazır değerler içinde negatif
unsur olarak gösterilmesi yerine bilançonun bu kaleminde (borçları arasında)
gösterildiği olmaktadır.[1]
Bu uygulama işlemlerin gerçek mahiyetine daha uygundur. Ancak işletme tarafından
düzenlenen vadeli çeklerin bilançonun borç senetleri kalemi içinde gösterilmesi
reeskont işlemine senetler gibi konu edilebileceği anlamına
gelmez.
1- Borç Senetlerinin Envanteri
Borç senetlerinin
fiili envanterinde alacaklı işletmelerle mutabakat sağlanır
ve vadeleri bazında ayırım yapılır. Dönem sonu itibariyle nedeni tespit
edilememiş envanter farklılıkları 197 ve 397 no.lu
hesaplar kullanılmak suretiyle düzeltilir. Envanter farklılığının nedeni tespit
edildiğinde gerekli düzeltme kaydı yapılarak 197 ve 397 no.lu hesaplar kapatılır.
2- Dönem Sonu Değerlemesi
Senetli senetsiz tüm
borçlar, VUK’un 285. maddesi uyarınca mukayyet değeri
ile değerlenir.
Döviz üzerinden
düzenlenmiş borç senetleri de mukayyet değerle değerlenir. Ancak VUK’un 280. maddesi uyarınca dövizli borçların mukayyet değeri,
değerleme günü itibariyle Maliye Bakanlığınca yayımlanan döviz alış kuru
üzerinden yapılacak kur değerlemesi sonuçlarına göre düzeltilir. Borç senedi
kur değerlemesinde aleyhte hesaplanacak kur farkları 780/797 no.lu (finansman giderleri)
maliyet hesabına, lehte hesaplanacak kur farkları da 646 no.lu gelir tablosu
hesabına kaydolunur. Maliyet hesapları dönem sonu
itibariyle gelir tablosu (660, 661 no.lu) hesaplarına aktarılarak kapatılır.
Değerlemeye ilişkin
muhasebe kaydını bir örnek üzerinde gösterelim. Bir işletmenin bilançosunda
bulunan dövizli borç senetleri için dönem sonunda 2.500 TL tutarında aleyhte
kur farkı hesapladığını, kabul edelim. Bu değerleme işleminin muhasebe kaydı
7/A seçeneği uyarınca aşağıdaki gibi olacaktır:
––––––––––––– 31.12.2013 ––––––––––––
780 FİNANSMAN GİDERLERİ 2.500
321 BORÇ SENETLERİ 2.500
321.02.003 Poliçeden $ borçlar
Açıklama:
Dönem sonu değerleme kaydı
–––––––––––––––––– /
–––––––––––––
Döviz kurunun düşmesi
nedeniyle işletmenin dönem sonu borç senedi değerlemesinde 2.000 TL lehte kur
farkı hesapladığını varsayalım. Bu durumda değerleme muhasebe kaydı aşağıdaki
gibi yapılacaktır.
––––––––––––– 31.12.2013 ––––––––––––
321 BORÇ SENETLERİ 2.000
321.02.003
Poliçeden $ borçlar
780 FİNANSMAN GİDERLERİ 2.000
Açıklama:
Dönem sonu değerleme kaydı
–––––––––––––––––– /
–––––––––––––
3- Borç Senetlerinde Reeskont
Alacak senetlerinin
değerlemesine ilişkin bölümde açıklandığı üzere reeskont;
işletme aktif ve pasifinde bulunan alacak ve borç senetlerinden değerleme günü
itibariyle vadeleri henüz gelmemiş olanların değerleme günü cari değerine
indirgenme işlemidir. Bu işlem, değerleme gününden sonraki döneme isabet eden
vade kısmına ilişkin vade farkı tutarının hesaplanarak, bu tutar kadar gider
veya gelir yazılması suretiyle gerçekleştirilir. Cari dönem reeskont
hesapları izleyen dönemde kapatılır.
Reeskont işleminden
amaç, senede bağlı alacak ve borcun değerleme günü itibariyle net değerinin
tespitini ve dolayısıyla dönem kâr-zararının hesaplanmasında, tespit edilen net
alacak ve borç değerinin dikkate alınmasını sağlamaktır. Diğer bir ifadeyle reeskont, dönemsellik ilkesi gereği olarak alacak ve borç
senetleri ile ilgili cari döneme ait olmayan kâr veya zarar tutarlarının
kanunun öngördüğü şekilde hesaplanarak ilgili vergilendirme döneminde dikkate
alınmasını sağlama işleminden ibarettir. Bu durum bilanço hazırlama ilkesinin
de bir gereğidir.
Reeskont işlemiyle,
ilgili döneme aktarılan kazanç veya maliyet tutarları; vadeli alış nedeniyle
borçlanılan vade farkı gideri veya vadeli satış nedeni ile alacaklanılan
vade farkı gelirinin süre ve faiz oranı dikkate alınmak suretiyle değerleme
gününden sonraki zaman dilimine isabet eden kısmıdır.
Reeskont uygulamasına
ilişkin şartları taşımayan borçlar için hesaplanan reeskont
tutarının ticari kazanca etkisi mali kazancın tespit edilmesi anında ters işlemle
ortadan kaldırılmalıdır.
Diğer taraftan VUK’un 285. maddesi hükmü uyarınca alacak senetlerini reeskonta tabi tutan işletmeler borç senetlerini de
reeskonta tabi tutmak zorundadır. Sadece borç senetlerinin reeskonta
tabi tutulması mümkün olmakla birlikte, bu uygulamanın dönem kazancını gerçek
olmayan şekilde artıracağı unutulmamalıdır.
Diğer bir husus mali
kazancın tespiti esnasında KKEG olarak değerlendirilen reeskont
giderine karşılık gelen reeskont gelirlerinin de dönem mali kazancının tespitinde
dikkate alınmaması (Kanunen Kabul Edilmeyen Gelir olarak dikkate alınması) ve işlemler
arasında paralellik sağlanması gerekmektedir. Örneğin, vadeli çeklere ilişkin
hem gelir yazılan reeskontlar (verilen çekler reeskontu),
hem de gider yazılan (alınan çekler reeskontu) reeskontlar mali kazancın
tespitinde dikkate alınmamalıdır (iptal edilmelidir). Aksi halde vergilendirilecek
dönem kazancı haksız yere (fiktif olarak) farklılaşmış
olacaktır.
Dönem sonunda açılan reeskont hesapları izleyen dönem başında kapatılmaktadır. Bu
reeskont işleminin bir gereğidir. Ancak reeskont hesaplarının kapatılmasında, mali kazancın
tespitinde dikkate alınmayan reeskontların kapatıldığı dönem mali kazancının
tespitinde de dikkate alınmaması gerektiği unutulmamalıdır. Bu tür reeskontlar hesap detaylarında ayrı izlenerek kolayca tespit
edilebilir.
Reeskont oranı senet
üzerinde yazan orandır. Eğer senette faiz oranı belirtilmemişse TC Merkez
Bankası tarafından uygulanan kısa vadeli avans faiz oranı kullanılacaktır.
Reeskont aşağıdaki formülle hesaplanacaktır.
F= A-[A x 360/360+(M
x T)]
F=Reeskont tutarı
A=Nominal değer
M=Faiz oranı
T=Vade (vadeye kalan
gün sayısı)
Dövizli senetlerde reeskont tutarı önce döviz bedel üzerinden hesaplanır. Daha
sonra bu tutar kur değerlemesine tabi tutularak reeskont
tutarına ulaşılır. Yukarıda açıklandığı üzere senet reel değeri de kur değerlemesi
sonunda tespit edilir.
Borç senedi reeskontu hesaplanması ve dönem sonu muhasebe kaydını bir
örnek üzerinde gösterelim. Bir işletmenin pasifinde 31.12.2013 tarihi
itibariyle 150 gün vadeli 11.000 $ (19.800 TL kayıtlı) tutarında borç senedi
(senette faiz oranı % 8 olarak belirtilmiştir) ve 15.000 TL tutarında 60 gün
vadeli satıcı borcu bulunduğunu varsayalım. İşletme her iki borcunu da reeskonta tabi tutmak istemektedir. TC Merkez Bankası avans
işlemleri reeskont oranı % 11’dir. Dönem sonu $
kurunun 2,0 TL olduğunu kabul edelim. Bu durumda reeskont
tutarı şöyle hesaplanacaktır.
Dövizli senet değerlemesi:
Senet değeri: 11.000$ x 2,0 = 22.000 TL
Kur farkı gideri: (22.000 -19.800 =) 2.200 TL
Reeskont faiz geliri:
F= 11.000-[11.000 x
360/360+(150 x 0,08)]
F=11.000-[3.960.000/372]
F=11.000-10.645
F=355$
F= (355$ x 2,0)= 710 TL
Satıcıya olan borçların
reeskontu:
F=15.000
-[15.000 x 360/360+(60 x 0,11)]
F=15.000
-[5.400.000 /366,6]
F=15.000
-14.729
F=271
TL
Muhasebe kayıtları şöyle
olacaktır:
––––––––––––– 31.12.2013 ––––––––––––
780 FİNANSMAN GİDERLERİ 2.200
780.03-Ticari borç kur farkı
321 BORÇ SENETLERİ 2.200
Açıklama:
Dövizli senet dönem sonu kur değerlemesi
––––––––––––– 31.12.2013 ––––––––––––
322 BORÇ SENETLERİ REESKONTU 710
323 SATICILAR REESKONTU[2] 271
647 REESKONT FAİZ GELİRİ 981
647.01 Mali gelir niteliğinde 710
647.03 Ticari gelir niteliğinde 271
Açıklama: Dönem sonu reeskont
hesaplanması
––––––––––––– 01.01.2014 ––––––––––––
657 REESKONT FAİZ GİDERİ 981
657.01
Mali gider niteliğinde
710
657.03
Ticari gider niteliğinde
271
322 BORÇ SENETLERİ REESKONTU 710
323 SATICILAR REESKONTU 271
Açıklama:
Önceki yıl ayrılan reeskontların iptali
–––––––––––––––– /
–––––––––––––––
31.12.2013 tarihi
itibariyle; maliyet hesapları gelir tablosu hesaplarına (660) aktarılacak,
gelir tablosu hesapları da dönem kâr-zararına aktarılarak söz konusu reeskont gelirleri dönem ticari kazancının tespitinde
dikkate alınacak ancak dönem mali kazancının
tespitinde (beyanname üzerinde) satıcılara ilişkin olan kısım ticari kazançtan
düşülecektir. İzleyen 2014 yılında da bu reeskontlar gider yazılacak ancak
satıcı borçlarına ilişkin reeskont KKEG olarak dikkate
alınacaktır.
Reeskont işlemiyle
borç senedi değerleme günü gerçek değerine indirgenmiş olacaktır. Hesaplanan
borç senedi reeskont tutarı bilançonun Ticari Borçlar
grubu içinde negatif değer olarak gösterilecek, ilgili borç da bilançoya
mukayyet değeri ile geçirilecektir. Gerek borç senedi değerinin hesabında gerek
reeskont tutarının hesabında döviz üzerinden
düzenlenmiş senetlerde kur değerlemesi yapılacağı açıktır.
C- ALINAN DEPOZİTO VE
TEMİNATLAR
Depozito ve teminat;
işletmenin üçüncü kişilere karşı bir mal teslimi, hizmet ifası veya başka bir
taahhüt altına girmesi durumunda söz konusu işlemin gerçekleşmesini temin amacıyla
iş bitiminde veya belli bir süre sonunda geri alınmak üzere taraflardan biri
tarafından verilen iktisadi kıymettir.
Depozito ve teminat
bir güvence olup asıl işlemden ayrı olarak veren işletme için alacak, alan işletme için de bir borç niteliğindedir.
Bu nedenle depozito ve teminatlar işletme bilançolarının alacak veya borç
kalemleri içinde gösterilir.
Alınan depozito ve
teminat borçlarının dönem sonu fiili envanterinde karşı
işletmelerle mutabakat sağlanır. Mutabakatsızlık hallerinde
197 ve 397 no.lu hesaplar geçici olarak kullanılır. Envanter işlemleri sırasında
depozito ve teminatların vadelerine göre ayırımı da yapılır.
1- Depozito ve Teminatların Değerlemesi
Alınan depozito ve
teminatlar diğer borçlar gibi mukayyet değeri ile değerlenir. Döviz üzerinden
bir bedelle alınmış olan depozito ve teminatın mukayyet bedeli, dönem sonu
itibariyle Maliye Bakanlığı’nca yayımlanacak döviz alış kuru ile yapılacak kur
değerlemesi sonucuna göre düzeltilir. Lehte hesaplanan kur farkları 646 no.lu
hesaba, aleyhte hesaplanacak kur farkı 780/797 no.lu (finansman gideri) maliyet
hesabına kaydedilir. Depozito ve teminat borçları için hesaplanan kur farkı
mali kazancın tespitinde de dikkate alınacaktır.
Depozito ve teminatın
bir iktisadi kıymet olarak alınması halinde ise dönem sonu itibariyle değerleme
mukayyet bedele göre yapılacak, herhangi bir değerleme farkı hesaplanmayacaktır.
2- Aktife Kayıtlı Kıymetlerin Depozitolu Olarak Dolaşımı
Bazı aktif kıymetler
satılan malların kabı olarak depozito karşılığı alıcı işletmelere
verilmektedir. Bu tür kıymetler için alınan depozitolar da diğer depozitolar
gibi borç (326 no.lu hesap) mahiyetindedir.
Depozito karşılığı
verilen mallar işletme aktifinde kayıtlı olup amortisman
işlemine konu edilir. Depozitolu malların alıcı işletmede yok olması (geri
dönmemesi) halinde kırılan kıymete karşılık alınan depozito iade edilmez, satış
hasılatı olarak dikkate alınır. Diğer taraftan bu iktisadi kıymetler aktiften
düşülür.[3]
Bu işlemin muhasebe kaydı aşağıdaki örnekte açıklanmıştır.
Bir işletme sattığı
malların kabı olarak A işletmesine 1.000 TL depozito karşılığı (326 no.lu
hesap) aktif kıymet (kap) vermiştir. Verilen kapların aktif değeri (256 no.lu
hesap) 1.000 TL olup % 60’ı amorti edilmiştir. Bu kapların 400 TL’lik kısmının
işletmeye, kırıldığı gerekçesi ile iade edilmediğini, geri kalanının 30.12.2013
tarihi itibariyle iade edildiğini ve iade kaplara ilişkin depozito bedelinin nakden
ödendiğini kabul edelim. Depozito iade
kaydı şöyle olacaktır (KDV ihmal edilmiştir).
Kırılan kaplar için
ayrılmış amortisman 400 x 0,60= 240 TL
––––––––––––– 30.12.2013 ––––––––––––
326 ALINAN DEPOZİTO VE TEMİNAT 1.000
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR 240
257.56.326 Depozitolu kaplar amortismanı
256 DİĞER MADDİ DURAN
VARLIKLAR 400
256.00.326 Depozitolu kaplar
679 DİĞER OLAĞANDIŞI
GELİR VE KÂRLAR 240
100 KASA 600
Açıklama: Depozitolu kaplara ilişkin, depozito
iadesi
––––––––––––––––– /
–––––––––––––––
D- ALINAN AVANSLAR
Avans; belirli veya
belirsiz bir iktisadi kıymeti veya hizmeti belli bir zamanda belli kişiden
almak veya kişiye satmak amacıyla alım-satım bedeline mahsuben alıcı tarafından
verilen satıcı tarafından da alınan ön ödeme niteliğinde bir bedeldir.
Sipariş avansı; vasıfları
ve miktarı önceden belirlenmiş iktisadi kıymet teslimine veya hizmet ifasına
ilişkin avanslardır.
Avanslar mal teslimi
ve hizmet ifasından önce alınan ve verilen (ön ödeme niteliğinde) bir bedeldir.
Bir başka ifade ile alış ve satış bedelinin bir unsuru olup satıcı işletme için
ön finansman (borç) niteliğindedir. Avansa konu mallar henüz teslim, hizmetler
ifa edilmemiş olduğu için söz konusu avans; işlemin bir tarafı için alacak diğer
tarafı için de borç niteliği taşımaktadır.
Alınan ve verilen
avanslar gelir tablosu hesaplarına kaydedilmeyip bilanço hesaplarında izlenir.
Dolayısıyla dönem kazancının tespitinde, alınan avanslar satış hasılatı,
verilen avanslar da alış maliyeti olarak değerlendirilmez, bilançoda borç veya
alacak olarak yer alır. Alınan avanslara ilişkin olarak bilanço pasifinde kısa
ve uzun vadeli olmak üzere iki (34 ve 44 no.lu) hesap grubu bulunmaktadır.
Alınan avanslarda işletmenin
borcu, diğer parasal borçlardan farklı olarak özünde, bir iktisadi kıymetin
teslimi veya bir hizmetin ifası borcunu içerir. Ancak bu nüans,
alınan avansın finansman sağlama fonksiyonunu etkilemeyeceğinden, bu borcun değerleme
yönünden diğer borçlardan ayrılmaması gerekmektedir.
Başka bir anlatımla
parasal borç; vadesinde belli bir parayı (ve varsa faizini) ödemeyi içermekte,
avans borcu ise, belli bir tarihte belli bir malın teslimini ve avans borcunun
mal satış bedeline mahsubunu içermektedir. Bu anlamda avans borcu da her
halükarda parasal bir borcu ifade eder. Nitekim işleme konu malın herhangi bir
nedenle teslim veya hizmetin ifa edilememesi halinde, avans borcu diğer borçlar
gibi sadece parasal bir borç niteliği kazanır.
Bu açıdan bakıldığında
alınan avansların, borçlar başlığı altında mı, yoksa pasif geçici hesap kıymetleri
başlığı adı altında mı değerlendirileceği sorusunun net bir cevabı yoktur.
Verilen avansları değerleme bölümünde açıklandığı üzere, esasen borç değerlemesine
ve pasif geçici hesap kıymetlerin değerlemesine ilişkin değerleme ölçüleri aynıdır.
Her iki kıymet de mukayyet değerle değerlenecektir.
Özetle alınan TL
avanslar mukayyet bedelle değerlenir. Döviz olarak alınan avansların mukayyet
bedeli, Maliye Bakanlığınca yayımlanan kur üzerinden yapılacak kur değerlemesi
sonucuna göre düzeltilir. Kur değerlemesinde tespit edilecek lehte kur farkları
gelir (656 no.lu hesap), aleyhte kur farkları da gider (780/797 no.lu hesap) kaydolunacaktır. Ancak sipariş avanslarına ilişkin finansman (kur
farkı) giderleri sonuç hesaplarına intikal ettirilmeyip sipariş mal maliyetine
eklenmelidir.
E- DİĞER TİCARİ
BORÇLAR
İşletme ticari
faaliyeti çerçevesinde ortaya çıkan ve bilançonun satıcılar, borç senetleri ile
alınan depozito ve teminat kalemlerinde gösterilmeyen borçlar bu kalemde
gösterilir. Bu borçların değerlemesi de satıcılara borçlarda olduğu gibi kur değerlemesi
dahil mukayyet bedeli ölçüsüne göre yapılacaktır.
[1] SPK ve
TMS uyarınca (halka açık şirketlerde) bu uygulama zorunludur. Esasen bu
uygulama bilanço düzenleme ilkelerine daha uygundur. Aksi halde işletmenin
verilen vadeli çekler yekünü fazla ise işletmenin
hazır değerleri bilançoda negatif değer olarak yer alabilecektir. Bu nedenle
Tekdüzen Muhasebe Uygulamasında da bu tür borçların işletme pasifinde
gösterilmesi usulü benimsenmiştir.
[2] Hesap
numarası mükellef tarafından serbestçe belirlenebilir.
[3] Depozito
karşılığı alıcıya verilen iktisadi kıymetlerin dönem sonu envanterinde
bu fiili yok olmalar da dikkate alınır.