V-
STOKLAR
İşletmelerin ticaretini yapmak için
edindiği veya ürettiği iktisadi kıymetlerin (malların) dönem sonu itibariyle
henüz satılmamış kısmı ile henüz üretime sevk edilmemiş ilk madde ve malzemeler
işletme stoklarını oluşturur. İşletme stokları, her an satılabilecek veya
üretime verilebilecek kıymetlerden oluştuğundan sadece bilanço dönen varlıkları
içinde yer alır. İşletme stokları şu kalemlerden oluşur:
- İlk madde malzeme,
- Yarı mamuller,
- Mamuller,
- Ticari mallar,
- Diğer stoklar,
- Verilen sipariş avansları.
A- DÖNEM SONU ENVANTERİ
İşletme dönem sonunda kayıtlar
üzerinden (kaydi)
envanteri tespit eder. Üretim işletmelerinde kaydi
envanter tutulan imalat defterleri üzerinden tespit edilir. Dönem sonunda
işletme stoklarının fiili envanteri çıkartılır ve kaydi
envanterle karşılaştırılır. Farklılık bulunması halinde kaydi
envanter fiili envanter seviyesine getirilir. Değerlemede fiili envanter
sonuçları dikkate alınır.
Kaydi
envanter noksanlığı halinde noksanlığın nedeni araştırılır. Dönem sonu
itibariyle noksanlığın nedeni tespit edilebiliyorsa gerekli düzeltme kaydı
yapılır. Eğer noksanlığın nedeni bulunamıyorsa noksanlık tutarı doğrudan gider
veya zarar yazılmayıp geçici olarak 197 no.lu fark hesabına kaydedilir.
Envanter fazlalığı halinde de fazlalık 397 no.lu hesaba kaydedilir. Ancak
nedeni tespit edilemese de kaydi envanter fazlası
dönem sonu itibariyle gelir kaydedilir. Bunun
nedeni kaydi envanter fazlalığının her halükarda bir
öz varlık artışını ifade etmesidir.
Stok sayım noksanlığının nedenleri
şunlar olabilir:
- Fireler,
- Hırsızlık olayları,
- Doğal afetler ve teknik yok olmalar,
- İşletmeden çekişler,
- Kaydi envantere
herhangi bir nedenle alınmama,
- Faturasız satış,
- Üretim işletmelerinde, bozuk ürünlerin yeniden
üretime verilmesi,
- Promosyon
veya ayni ücret olarak verilme yada bağış yapılma durumlarının kayıtlara
geçmemiş olması.
Dönem sonu itibariyle bir malda ortaya
çıkan envanter fazlası diğer bir malda ortaya çıkan envanter noksanlığı ile
karşılaştırılarak envanter farkı netleştirilemez. Her mal grubu envanter
sonuçları açısından ayrı değerlendirilir. Ancak birbirine çok benzeyen ve
karışma ihtimali yüksek olan mallarda kayıtlara yanlış girildiğinin tespit
edilmesi durumunda bir maldaki noksanlık, benzer diğer bir maldaki fazlalıkla
karşılaştırılabilecektir.
Örneğin züccaciye
faaliyetinde bulunan işletmenin dönem sonu envanterinde
Sayım farkı aşağıdaki şekilde
muhasebeleştirilecektir.
Sayım noksanlığı; 200 x 2= 400 TL
Sayım Fazlalığı; 150 x 2,5= 375 TL
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
153
TİCARİ MALLAR 375
153.03
197
SAYIM VE TESELLÜM NOKSANLARI 400
397
SAYIM VE TESELLÜM
FAZLALARI 375
153
TİCARİ MALLAR 400
153.05
Açıklama: Envanter
farklarına göre stok
hesabın düzeltilmesi
––––––––––––––––– /
–––––––––––––––––
İşletme tarafından yapılan araştırmada
tabaklarda ortaya çıkan envanter farkının mal karışmasından kaynaklandığı mal
kodlarından anlaşılmıştır.
Burada karışma sonucu oluşan envanter
farkı birbiri ile karşılaştırılacak, nedeni bulunamayan noksanlık da ortaklar
cari hesabına aktarılacaktır.[1]
Söz konusu karışma nedeniyle satılan ticari mal maliyeti fazla olup
düzeltilmesi gerekmektedir.
Karşılaştırılacak noksanlık; 15 x 2=
300 TL
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
397
SAYIM VE TESELLÜM FAZLALARI 375
197 SAYIM VE TESELLÜM
NOKSANLARI 300
621 SATILAN TİCARİ
MALLAR
MALİYETİ 75
Açıklama: Stok sayım
noksanları düzeltme kaydı.
––––––––––––––– /
––––––––––––––––-
Kalan
sayım noksanı emsal hasılatı; 50 ad. x 3= 150 TL
Hesaplanan KDV; 150 x
0,18= 27 TL
50
ad. x 2 = 100 TL
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
131-ORTAKLARDAN
ALACAKLAR 177
600
YURTİÇİ SATIŞLAR 150
391
HESAPLANAN KDV 27
Açıklama: İşletmeden
çekiş hasılat kaydı.
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
621-SATILAN
TİC. MALLAR MALİYETİ 100
197 SAYIM VE TESELLÜM
NOKSANLARI 100
Açıklama: Sayım
noksanı maliyet kaydı.
––––––––––––––––– / –––––––––––––––
Envanter farkının nedeni tespit
edildiğinde, mal satış kârı tespit edilmiş durumdaysa, yukarıdaki kayıtlarda
yer alan gelir hesapları yerine 649 Diğer Olağan Gelir ve Karlar, gider
hesapları yerine de 659 Diğer Gider ve Zararlar hesapları kullanılacaktır.
Diğer taraftan işletmede yıl içinde
birden fazla sayım yapılmışsa her yeni sayım sonucuna göre eski sayım sonucu düzeltilmelidir.
Başka bir deyişle bir mala ilişkin dönem
içi sayım fazlalığı ve sayım noksanlığı birbiri ile karşılaştırılarak
netleştirilebilecektir.
Doğal
Afetler ve Teknik Yok Olmalar: İşletme varlıklarından bir kısmı dönem
içinde yangın, deprem, su basması gibi afetler yüzünden veya bozulmak, çürümek,
kırılmak, paslanmak gibi haller neticesinde yok olmuşsa bu tür yok olmalar
ticari ve mali kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Ancak
mali açıdan giderleştirme yapılması için söz konusu yok
olmanın takdir komisyonu kararı ile belgelenmesi gerekmektedir. Stok sayım
farkları bu tür yok olmalardan kaynaklanıyorsa, fark hesabı gider kaydı
yapılmak suretiyle kapatılacaktır.
Hırsızlık
Olayları:
İşletme stoklarında meydana gelen noksanlık hırsızlık vb. olaylardan kaynaklanabilir.
Hırsızlığa konu olan şey nakit, menkul kıymet, taşınır mal vb. olabilir.
Hırsızlığa konu kıymet gider olarak dikkate alınamaz.
İşletme için mal niteliğinde olan ve
amortismana tabi tutulamayan değerlerin çalınmış olması halinde bizim
düşüncemiz, çalınan malın maliyet bedeli ile değerlenmek suretiyle ortaklara
satış gibi (KDV hesaplanmak suretiyle) işlem yapılması gerektiği yönündedir.
Hırsızlık konusu malın daha sonra bulunmuş olması halinde ortaklara satış
olarak gösterilen bedel üzerinden, ortaklar tarafından işletmeye satılan mal
olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.[2]
Hırsızlığa konu mal işletme aktifinde
yer alan amortismana tabi bir iktisadi kıymet ise söz konusu iktisadi kıymetin
mülkiyetinin halen işletmede olması nedeniyle (mal hırsızın sadece zilyetliğindedir)
işletme aktifinden çıkartılması gerekmemektedir. Kanaatimize göre hırsızlık
tarihinden itibaren (kıst yapılmak suretiyle)
iktisadi kıymetle ilgili olarak ayrılan amortismanlar gider yazılacak ancak
KKEG olarak ilgili dönem vergi matrahına eklenecektir. İktisadi kıymetin daha
sonra bulunması halinde aradan geçen süreye isabet eden kıst
amortismanı KKEG olarak değerlenecektir.
Örneğin; bir mükellefin 2009
takvim yılında iktisap ettiği bir ticari aracın 1 Şubat 2011 tarihinde
çalındığını, 1 Mayıs 2012 tarihinde de bulunduğunu varsayalım. Bu durumda
mükellef 31.12.2011 tarihinde söz konusu araca amortisman ayırmak suretiyle
gider kaydedecek ancak söz konusu amortisman giderinin 1 Şubat’tan-31 Aralık’a
kadar olan döneme isabet eden 11 aylık kısmı KKEG olarak değerlendirilecektir.
Aynı şekilde 31.12.2012 tarihinde de amortisman ayrılmak suretiyle gider
kaydedilecek ancak söz konusu amortisman giderinin 1 Ocak’tan-30 Nisan’a kadar
olan döneme ilişkin 4 aylık kısmı KKEG olarak değerlendirilecektir.[3]
İktisadi kıymetin itfa süresinin bitiminden sonra bulunması halinde herhangi
bir işlem yapılması gerekmemektedir.
Hırsızlık konusu mal veya iktisadi
kıymetin sigortalanmış olması halinde sigorta primlerinin GVK'nın
40/1. maddesi hükmü uyarınca gider yazılacağı tartışmasızdır. Öte yandan
sigortalanmış olan bir mal veya iktisadi kıymetin çalınması neticesinde sigorta
şirketinden alınan tazminatın; mallarda ortaklara satış gösterilen (KDV dahil)
bedellerden, iktisadi kıymetlerde KKEG olarak yazılan amortismanlar toplamından
arta kalan kısmının, ilgili dönemde işletme kazançlarına ilave edilmesi, dönem
kazancı olarak addedilmesi gereklidir. Çalınan malın daha sonra bulunarak işletmenin
eline geçmesi halinde (sigorta şirketiyle olan hukuki işlemler dikkate alınmak
kaydıyla) işletme kayıtlarına (iz bedelle) alınacağı tabidir.
Aktife kayıtlı demirbaşlar gibi
işletme adına tescil olmayan sabit kıymetlerin çalınması durumunda bu kıymetler
işletme aktifinden çıkartılabilir. Bu durumda çalınma olayının meydana geldiği
dönem itibariyle henüz amorti edilmemiş sabit kıymet bedeli giderleştirmeye
konu olacak ancak gider, açıklandığı üzere KKEG olarak dikkate alınacaktır.
Fireler: İşletme faaliyetine
ilişkin üretim, taşıma, depolama vb. işlemlerde meydana gelecek fireler dönem
içinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir. Dönem içinde
firelerin dikkate alınmaması veya fire miktarının tam olarak tespit edilememesi
halinde dönem sonunda azami fire oranlarına göre[4]
tespit edilecek fireler diğer olağan gider ve zarar unsuru olarak (659 no.lu
hesap) kayıtlara intikal ettirilir. Stok sayım farkının firelerden
kaynaklanması halinde söz konusu gider kaydıyla birlikte stok sayım farkı
hesabı kapatılacaktır.
Örneğin, bir işletmenin
buğday stoklarında % 4 noksanlık (6.000 TL) tespit edilmiş ve noksanlık 197
no.lu hesaba kaydedilerek stok hesabı fiili envanter seviyesine getirilmiştir.
Daha sonra yapılan araştırmada taşıma ve depolama firelerinin (toplam % 2
olduğunu kabul edelim) dikkate alınmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda stok
sayım farkına ilişkin düzeltme işlemi aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilecektir.
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
659
DİĞ. OLAĞAN GİD. VE ZARAR. 6.000
659.10
Mali Gider 3.000
659.90
Ticari Gider (KKEG) 3.000
197 SAYIM VE TESELLÜM
NOKSANLARI 6.000
Açıklama: Sayım
noksanlığının giderlere atılması
––––––––––––––––– /
–––––––––––––––
İşletmeden
Çekiş: İşletme
tarafından çalışanlara veya müşterilere verilen bedelsiz mallar (promosyon) ile
ortaklar tarafından alınan iktisadi kıymetler işletmeden çekiş kabul edilir.
İşletmeden çekişler emsal bedelle
değerlenerek hasılat kaydedilir. Diğer yandan gider niteliğindeki promosyon vb.
harcamalar nedeniyle yapılan çekişler aynı bedelle gider kaydolunur.
İşletmeden çekişler nedeniyle ilgili tarihte stok hesaplarından çıkış
yapılmazsa, bu işlem dönem sonu envanterinde stok sayım noksanı olarak ortaya
çıkar. Bu nedenle stok sayım noksanlıklarının, işletmeden çekişten kaynaklanıp
kaynaklanmadığı araştırılmalıdır.
Örneğin; işletmenin
ticaretini yaptığı ve birim maliyeti 16 TL, ortalama satış fiyatı 20 TL olan
bir malda dönem sonunda 100 adet noksanlık tespit edilmiş ve söz konusu
noksanlık maliyet bedelleri ile ticari mallar hesabından (153) çıkartılarak 197
no.lu hesaba geçici olarak borç kaydedilmiştir.
İşletme tarafından yapılan araştırmada
söz konusu malların promosyon olarak dağıtıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda
aşağıdaki düzeltme kaydı yapılacaktır (KDV ihmal edilmiştir).
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
631 PAZARLAMA SATIŞ
VE DAĞITIM
GİDERLERİ 1.600
197 SAYIM VE TESELLÜM
NOKSANLARI 1.600
197.01.153 Ticari Mal Sayım Noksanı
Açıklama: Sayım
noksanlığının giderlere atılması
––––––––––––––––– /
––––––––––––––-
B- DÖNEM SONU STOK DEĞERLEMESİ
Stok kalemlerinin değerlemesi
konusunda, muhasebe literatüründe ve uygulamada çeşitli yöntemler
bulunmaktadır. Bu yöntemlerin her biri
kendine özgü sonuçlar doğurur. Dolayısıyla her birinin uygulama şartları ve uygulama
alanları farklıdır. Genel kabul görmüş stok değerleme yöntemleri şunlardır[5]:
- İlk giren ilk çıkar yöntemi (FİFO),
- Son giren ilk çıkar yöntemi (LİFO),
- Gelecek olan ilk çıkar (NİFO),
- Ortalama maliyet yöntemi (Bu yöntemin kendi
içinde üç tipi vardır ve en çok kullanılanı ağırlıklı ortalama maliyettir),
- Fiil maliyet yöntemi,
- Belirli mamullerin izlenmesi yöntemi,
- En son alış fiyatı.
VUK’un 274 ve 275.
maddelerinde satın alınan veya imal edilen emtianın, maliyet bedeli ile değerleneceği
hükme bağlanmıştır. VUK’a göre aşağıdaki değerleme
yöntemlerinin uygulanması mümkün bulunmaktadır.
·
Fiili
maliyet yöntemi,
·
Ortalama
maliyet yöntemi,
·
İlk
giren ilk çıkar (FIFO) yöntemi.
VUK’a göre uygulanması
mümkün olan değerleme yöntemlerinde stok değeri ve satılan mal maliyetleri
aşağıdaki gibi oluşur:
Değerleme |
Satılan Mal Maliyeti |
Stok Maliyeti |
İlk giren ilk çıkar
(FİFO) |
Satılan mal
maliyeti elde mevcut en eski malların maliyetinden oluşur. Dolayısıyla SMM
düşük kalacağından karlılık yüksek çıkacaktır. |
Bu yöntemde stok
maliyeti en son elde edilmiş mal maliyetlerinden oluşacaktır. Bu yöntemde
stok değeri gerçek duruma oldukça yakındır. |
Ortalama maliyet
(Ağırlıklı ortalama maliyet) |
Satılan mal
maliyeti satış tarihi itibariyle elde mevcut malların ağırlıklı ortalama maliyetinden
oluşur. |
Bu yöntemde stok birim
maliyeti en son satılan mal maliyeti kadardır. Stok maliyeti stokta bulunan
malların ağırlıklı ortalama maliyet toplamından oluşur. |
Fiili maliyet |
Bu yöntemde her bir
mal kendi birim maliyetiyle değerlenir. Dolayısıyla satılan malların maliyeti
kendi fiili maliyetlerinin toplamıdır. |
Bu yöntemde her bir
mal kendi birim maliyetiyle değerlenir. Dolayısıyla stokta yer alan malların
maliyeti kendi fiili maliyetlerinin toplamından oluşur. |
Stok değerleme yöntemleri doğal olarak
işletme mali tablolarını da etkiler. Bu etki stokların işletme varlıkları
içindeki payına göre artar veya azalır. Enflasyonist ekonomilerde FIFO
yönteminde dönem kârı diğer yöntemlere oranla yüksek olur ve stoklar güncel
değerlerle ifade edilir.
İşletme stoklarının dönem sonu
değerlemesini iktisadi kıymet bazında belirtelim.
1- İlk
Madde Malzeme
İşletmenin mal
veya hizmet üretmekte kullandığı ilk madde ve malzemeler bilanço dönen
varlıkları içinde bu kalemde gösterilir. İlk madde; imalat işletmelerinde kullanılan
ve doğrudan doğruya üretilen mamulün bünyesinde yer alan maddelerdir. Yardımcı
madde; üretim işlemine dahil olmakla birlikte ilk madde olarak değerlendirilmeyen
maddelerdir. Malzeme ise, üretim işleminin bünyesine doğrudan girmeyen fakat
üretimi kolaylaştıran ve kullanılması zorunlu olan maddelerdir. İşletmenin ilk
madde malzeme stoku, stoklar için belirlenen değerleme yöntemine göre
değerlenir. Envanter ve değerlemede üretim birimlerinde bekleyen ilk madde
malzeme ile tekrar üretime verilen hatalı ürünler de dikkate alınmalıdır.
2- Yarı
Mamuller
Yarı mamuller üretim işletmesinde
bulunur. Yarı mamul; üretimine başlanmış olmakla beraber dönem sonu itibariyle
henüz üretim işlemi tamamlanmamış olan, diğer bir ifade ile üretim bandında
bulunan mamullerdir. Süreklilik arzeden üretimde yarı
mamul tespiti, dönemsel ayırımdan kaynaklanan teknik bir zorunluluktur.
Kombine (birbirine bağlı) imalatta her
imalat aşaması ayrı değerlendirilmeli, imalat birimleri arasında bekleyen
mamuller yarı mamul olarak dikkate alınmamalıdır. Çünkü bu tür imalatta bir
aşamanın ürünü (ara mamul) diğer aşamanın ilk maddesi olmaktadır.
Yarı mamuller, mamullere ilişkin
kısımda açıklanan “üretim maliyetine”
göre değerlenir.
3-
Mamuller
Mamuller; üretim işletmelerinde üretim
işlemi tamamlanıp ürün ambarına alınan maddelerdir. Birbirine bağlı (kombine)
imalatta her imalat aşaması sonucu üretilen madde o aşamanın ürünüdür. Bu
ürünlere ara ürün denilir ve genellikle bu ara ürünler de esas ürün gibi satış
işlemine konu edilir. Dolayısıyla üretim işletmesinde satışa konu edilen her
bir maddeyi ayrı bir mamul olarak dikkate almak gerekmektedir. Bir aşamanın ürününün
diğer aşamanın ilk maddesi olması önemli değildir.
Mamuller üretim maliyeti ile
değerlenir. Üretilen mamul birim maliyetinin tespiti işletme imalat muhasebesinin
görevidir. VUK’da mamul maliyetine girecek gider ve
maliyet unsurları 275. maddede tek tek belirtilmiştir. Söz konusu madde hükmü
uyarınca imal edilen emtianın maliyet bedeli aşağıdaki unsurlardan oluşur:
·
Mamulün
vücuda getirilmesinde harcanan (kullanılan) ilk madde malzeme bedeli,
·
Mamule
isabet eden işçilik,
·
Genel
üretim giderlerinden mamule düşen pay,
·
Ambalajlı
olarak piyasaya arz edilmesi zorunlu olan mamullerde ambalaj malzemesi bedeli,
·
Genel
idare giderlerinden mamule düşen pay.
Anılan Kanun maddesi hükmü uyarınca
genel idare giderlerinden mamul maliyetine pay verilmesi ihtiyaridir. Ancak
mükellef tercihini bütün üretim işlemi için aynı doğrultuda kullanmalıdır.
Genel idare gideri dışındaki diğer maliyet unsurlarından mamule pay verilmesi
zorunludur. Diğer bir anlatımla bu maliyet unsurları cari dönemde mükellef
tarafından doğrudan gider kaydedilemez.
4-
Ticari Mallar
Ticari mallar yukarıda sayılan
değerleme ölçülerinden herhangi biri kullanılarak değerlenebilir. Mükellef
tarafından seçilen yöntem tüm ticari mallara uygulanmalıdır.
VUK’un 274. maddesi
uyarınca satın alınan veya imal edilen emtia maliyet bedeli ile değerlenir. VUK’un maliyet bedeline ilişkin 262. maddesi uyarınca
maliyet bedelini oluşturan unsurlar;
·
Satın
alma bedeli, ithal edilen mallarda CIF bedeli,
·
Malın
işyerine getirilmesine kadar ödenen sigorta gideri,
·
Malın
işyerine getirilmesine kadar ödenen nakliye, yükleme, boşaltma ve hamaliye giderleri,
·
İthal
edilen mallara ilişkin gümrük vergisi, gümrük komisyonu ve diğer ithalat
giderleridir.
Ticari mal değerlemesinde özellik arz
eden durumları başlıklar halinde belirtelim.
Maniplasyona Tabi
Mallar: Malların
satış öncesinde imalat niteliğinde olmamakla birlikte kalite bazında ayırımına maniplasyon denilmektedir. Bazı tahıl ürünlerinin
büyüklüğüne göre ayırımı, pamuğun kalitesine göre ayırımı bu işleme örnek
olarak verilebilir. Maniplasyona tabi mallarda
değerleme, kalite farkları da dikkate alınarak aşağıdaki esaslara göre yapılmalıdır;
· Emtia toplam maliyetine; mal alış bedeli, alışa
ilişkin taşıma, sigorta vb. giderler ile maniplasyon
nedeniyle katlanılan işçilik, makine amortismanı vb. giderler dahil edilmelidir.
· Bulunan toplam emtia maliyeti, maniplasyon sonrası ayrılan mallara kaliteleri itibariyle piyasa
fiyatları da dikkate alınarak dağıtılmalıdır.
· Mallar bulunan bu maniplasyon
sonrası maliyetle stoklara alınmalı, dönem sonu değerlemesi de yukarıda anılan
yöntemlerden birine göre yapılmalıdır.
Konsinye
Mallar: Konsinye
mallar alıcı işletmelerde emanet olarak tutulan mallardır. Bir satış yöntemi
olarak uygulanan konsinyasyon usulünü uygulayan
işletmeler alıcılarda konsinye olarak duran malların envanterini kayıtlar
üzerinden çıkartacaklar ve değerleyerek bilanço aktifine kaydedeceklerdir.
Değerleme diğer ticari mallara uygulanan yönteme göre yapılacaktır.
Bünyesinde başka işletmelerin konsinye
malı bulunan işletmeler ise bu malları stoklarına dahil etmeyecekler ve
değerleme konusu yapmayacaklardır. Bu mallar her iki işletmenin de nazım hesaplarında
ayrıca izlenecektir.
Alış İskontosu ve Ciro Primi: Alış iskontosu,
satıcı tarafından mal bedelinden yapılan indirimdir. Alış iskontosu
mal alımı anında yapılabileceği gibi belli dönemler itibariyle de yapılabilir.
Mal alımı anında yapılan alış iskontosu faturada
gösterilir ve alınan mal bedelinden düşülür.
26 seri nolu
KDVK GT’de belli dönemler itibariyle veya yıl sonlarında,
alınan mal miktarına (ciroya) bağlı olarak satıcı tarafından işletme lehine
yapılan iskontolar (ciro primleri) mal alış maliyetiyle
ilişkilendirilmeyip doğrudan gelir yazılacağı düzenlenmişti. Bu uygulama 116
seri nolu KDVK GT’yle[6]
kaldırılmıştır.
116 seri nolu
tebliğde konuya ilişkin olarak “Fatura ve
benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında, belli bir dönem
sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi,
yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan iskontolar esas itibariyle, asıl işleme ilişkin KDV
matrahının değişmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, KDV matrahında
değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda KDV Kanununun 35 inci maddesine göre
düzeltme yapılması gerekmektedir.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yeni anlayışa
göre, ciro primine ilişkin alıcı işletmede yapılacak uygulama, ilgili malın
satılmış veya stokta bulunuyor olmasına göre farklılık gösterecektir. Eğer mal
satılmamış ve stokta bulunuyorsa, ciro primi tutarı ilgili malın maliyet
bedelinden düşülmesi gerekmektedir. Ancak bu konuda İdarece henüz bir açıklama
yapılmamıştır.[7]
Ciro primine karşılık bedelsiz mal
gönderilmesi halinde ciro primi gelir yazılır, bu tutar aynı zamanda bedelsiz
alınan malın alış bedeli olarak kaydedilir. Söz konusu mallar işletme aktifinde
bu bedelle gösterilir.
Örneğin, bir işletme
lehine, mal aldığı işletme tarafından
dönem sonunda 12.000 TL tutarında ciro primi dekont etmiş ve karşılığında
bedelsiz mal göndermiştir. KDV oranı %18’dir.
Ciro primi
karşılığı işletme satıcı işletmeye fatura düzenleyecek, satıcı işletme de
malları fatura ile gönderecek, alacak ve borç birbirine mahsup edilecektir. Bu
işlemlerin alıcı işletme nezdinde muhasebe kaydı şöyle olacaktır.
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
320
SATICILAR 14.160
649 DİĞER OLAĞAN
GELİR VE KÂRLAR 12.000
649.07 Ciro Primi Geliri
391
HESAPLANAN KDV 2.160
Açıklama: Satıcı
tarafında ciro primi hesaplanması
–––––––––––––––––– /
–––––––––––––––
––––––––––––– 31.12.2012 ––––––––––––
153
TİCARİ MALLAR 12.000
191
İNDİRİLECEK KDV 2.160
320
SATICILAR 14.160
Açıklama: Ciro
primine karşılık satıcı
tarafından bedelsiz mal
gönderilmesi
–––––––––––––––––– /
–––––––––––––––
Vade
Farkları:
İşletmelerin vadeli mal alımları ile ilgili olarak satıcı işletme tarafından
hesaplanacak vade farkları alış faturasına dahil edilecektir. Mal alımı
borçlarının vadesinde ödenmemesi nedeniyle sonradan hesaplanan vade farkları da
satıcı işletme tarafından fatura edilecek[8]
ancak bu fatura bedelleri alıcı işletme tarafından doğrudan gider (finansman
gideri) yazılacaktır. Söz konusu vade farkları ilgili mal maliyetiyle
ilişkilendirilmeyecektir.
Kredi
Faizi ve Kur Farkı Gideri: İşletme stok kıymetlerinin alımında kullanılan kredilere
ilişkin olarak hesaplanan kur farkları ile ödenen faizlerin iktisadi kıymet
maliyetine dahil edilmesi özellik göstermektedir.
238 Seri no.lu
VUK Genel Tebliği uyarınca; emtia temini amacıyla kullanılan kredilere ilişkin
faiz giderlerinin emtia maliyetine eklenmesi zorunlu değildir. Kredi kur farkı
giderleri de aynı kapsamda değerlendirilecektir. Ancak ithal edilen emtiaya
ilişkin olarak ortaya çıkan kur farklarından emtianın işletme stoklarına
girdiği ana kadar olan kısmın, ilgili emtia maliyetine dahil edilmesi
zorunludur. Emtia maliyetinin tespiti açısından bedelin ödenmesi önem taşımamaktadır.
Örneğin bir işletme 10.000 $
tutarında malı vadeli olarak ithal etmiştir. Mal alış bedeli alış tarihi
itibariyle 16.800 TL’dir. Malın işletme stoklarına girdiği andaki kur ise 1,76TL
/$’dır. Bu durumda muhasebe kaydı şöyle olacaktır
(KDV ihmal edilmiştir).
10.000$ x 1,76= 17.600 TL
–––––––––––––––––– /
–––––––––––––––
153
TİCARİ MALLAR 17.600
320
SATICILAR 17.600
Açıklama: Yurt
dışından mal ithali
–––––––––––––––––– /
–––––––––––––––
Dönem sonu itibariyle satıcılara
borcun değerlemesi dönem sonu kuru ile yapılacaktır. Mal bedelinin peşin ödenmemiş
olduğu durumlarda, dönem sonu değerlemesinde ortaya çıkacak aleyhte kur farkı
Kambiyo Zararı (656 no.lu hesap) olarak kayıtlara alınacaktır. Döviz kurunun
düşmesi nedeniyle lehte hesaplanacak kur farkı da kambiyo karı olarak dikkate
alınacaktır.
5-
Diğer Stoklar
İşletmenin ilk madde malzeme, yarı
mamul, mamul ve ticari mal dışında satışa konu iktisadi kıymetleri bilançoya
diğer stoklar adı altında aktarılmaktadır. Bu kapsamda değerlendirilecek stoklar,
işletmenin normal ticari faaliyeti çerçevesinde işleme konu olmayan mallardır.
Bu kapsama giren mallar da genel olarak maliyet bedeli ile değerlenir. Bu
iktisadi kıymetlerden değerlemesi özellik arz edenler aşağıda belirtilmiştir.
İmalat
Artıkları:
İmalat artıkları, imalat işletmelerinde imalat faaliyetinin sonucu olarak ortaya
çıkan ve imalat faaliyetinde kullanılma özelliğini kaybetmiş olan kıymetlerdir.
Bunlar hurdalar, üstüpüler, deşeler ve benzerleridir. Bu kıymetlerden belli bir
değer ifade edenler dönem sonu envanterinde gösterilir ve değerlenir. Herhangi
bir değeri olmayanlar ise stoklarda gösterilmez.
İmalat artıkları emsal bedeli ile
değerlenir. Emsal bedeli uygulamasında öncelikle işletme içi emsaller dikkate
alınır. Emsal bedeli uygulamasında maliyet bedeli esası uygulanmaz.
İmalat artıklarının değerleme sonucu
bulunacak değerinin üretim maliyetinden çıkartılması gerekmektedir. Bu anlamda anılan
kıymetlerin maliyet tespit dönemlerinde değerlenmesi daha fonksiyonel
olacaktır.
Defolu
Ürünler: İmalat
işlemi sonunda kalite kontrol servisinde ayıklanan mallar defolu ürün olarak adlandırılır.
Bu ürünler de kendi aralarında kalite bakımından ayrılır. Bu malların ürün statüsünde
satılabilecek nitelikte (az defolu) olanlarına imalat maliyetinden pay
verilebilir. Diğer defolu ürünler ise maliyet bedeli esası hariç emsal bedelle
değerlenecektir. Emsal bedeli uygulamasında öncelikle işletme içi emsaller
dikkate alınmalıdır. Bu kıymetlerin değeri de üretim maliyetinden düşülmelidir.
Kıymeti
Düşen Mallar: Ekonomik
ve teknik icaplar gereği kıymetinde önemli azalma meydana gelen mallar
ayrılarak diğer stoklar arasına alınır. Bu kıymetlerin değerlemesi de emsal
bedelle yapılacaktır. Emsal bedeli uygulaması VUK’un
267. maddesinde belirlenen sıra dahilinde yapılmalıdır.
Emtiada değer düşüklüğü;
- Doğal afetlerden,
- Ticari icaplardan (modasının geçmesi vb.),
- Teknik icaplardan (teknolojik eskime vb.)
kaynaklanabilir.
Satışına
Karar Verilen Sabit Kıymetler: İşletme sabit varlıklarından bir kısmının,
çeşitli nedenlerle kullanımdan kaldırılarak satışa sunulması halinde bu
kıymetler sabit kıymet özelliğini kaybederek dönen varlık (ticari mal) niteliği
kazanacaktır. Bu kıymetlerden dönem içinde satılamayıp stokta yer alanlar
mukayyet bedeliyle değerlenecektir.
[1] Bu tür
durumlarda ortaklar tarafından işletmeden çekiş yapılmış gibi işlem yapılır.
[2] Ortaklar
adına hesaplanan KDV bu düzeltme işleminde indirim KDV olarak dikkate
alınabilmelidir. Ancak bu duruma ilişkin olarak KDVK’da
ve ikincil mevzuatta herhangi bir düzenleme mevcut değildir.
[3] KKEG
kısmı gider hesabının detayında ayrıştırılmalıdır.
[4] Fire
oranları ilgili bölgenin sanayi ve ticaret odası tarafından tespit edilmektedir.
[5] Geniş
açıklama için bkz. M. Emin AKYOL-Muzaffer KÜÇÜK, age
[6]
Tebliğ 19/01/2012 tarih ve 28178 nolu Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[7] Ayrıntılı
açıklama için Bknz. Muzaffer KÜÇÜK “Ciro Priminde KDV
Uygulaması Değişti” Vergi Dünyası Dergisi, Aralık 2012
[8] İlgili
mal KDV oranı ne olursa olsun vade farkı KDV oranı genel oran olacaktır.