VI- MADDİ DURAN VARLIKLAR (SABİT KIYMETLER)
İşletme
faaliyetlerinin icrasında kullanılan ve faydası birden çok yıl süren kıymetler
işletme duran varlıklarını oluşturur. Duran varlıklar birden çok yıl
kullanılmaları sebebiyle bilanço aktifinin en temel öğesi ve işletme varlık
yapısının en önemli parçasıdır. Duran varlıkların türü ve işletme toplam varlıklarına
oranı her sektör ve işletmede farklılık gösterir.
Maddi duran
varlıklar THP’de aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır:
- Arazi ve arsalar,
- Yeraltı ve yerüstü düzenleri,
- Binalar,
- Tesis, makine ve cihazlar,
- Taşıtlar,
- Demirbaşlar,
- Diğer maddi duran varlıklar,
- Yapılmakta olan yatırımlar.
A- DURAN VARLIK ENVANTERİ
Duran
varlıkların bir kısmı fiili envanter yapılmasını gerektirmez. Ancak demirbaşlar
gibi belli bir yerde sabit olmayan, taşınması kolay kıymetlerin dönem sonu
fiili envanterinin yapılması ve kaydi envanter sonuçları ile karşılaştırılması
gerekir. Bu tür varlıklarda kaydi envanter noksanlığı çıkması halinde noksanlık
geçici olarak 197 no.lu hesaba kaydolunur. Sabit kıymet noksanlığı ya teknik
yok olmadan ya da hırsızlık vb. olaylarla kıymetin işletme dışına çıkmış
olmasından kaynaklanır. Stoklara ilişkin bölümde envanter farkına ilişkin
olarak yapılan açıklama bu kıymetler için de geçerlidir.[1]
Makine ve
tesisatın kullanılması için montajı zorunlu ise bu kıymetler montajının
tamamlandığı dönemde sabit kıymetler içine alınır. Bu aşamaya kadar oluşan
maliyetler yapılmakta olan yatırımlar içinde gösterilir. Bu husus envanter
kadar amortisman açısından da önem taşır.
B- MADDİ DURAN
VARLIKLARIN DEĞERLEMESİ
VUK’un 269.
maddesinde iktisadi kıymetlere ait bilumum gayrimenkullerin, gayrimenkullerin mütemmim
cüzü ve teferruatının, tesisat ve makinelerin, gemiler ve diğer taşıtların,
gayrimaddi hakların maliyet bedeli ile değerleneceği düzenlenmiştir.
Gayrimenkuller;
arsa, arazi, bina, yerüstü yapıları (yollar, köprüler, su kanalları vb.) ve yer
altı yapılarından (maden, taş ocağı gibi) oluşur. İktisadi ve hukuki bakımdan
tek başına mülkiyet konusu olmayan ve gayrimenkule dahil olan kıymetler de
mütemmim cüzüdür. Teferruat ise gayrimenkulü fonksiyonel hale getiren eklentilerdir.
Tesisat, işletmeler tarafından, faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla kurulan
tesislerdir. Üretimde kullanılan makineler ise bağımsız birer sabit kıymettir.
Gayrimaddi haklar; gayrimenkul olarak tescil edilen haklarla, imtiyaz, ihtira,
telif, alamet-i farika, ticaret unvanı, marka gibi haklardan oluşur.
Maliyet bedeli
VUK’un 262. maddesinde; bir iktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin
artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara ilişkin diğer giderlerin
toplamı olarak tanımlanmıştır. Gayrimenkullerde aşağıdaki giderlerin de maliyet
bedeline dahil olduğu VUK’un 270. maddesinde düzenlenmiştir:
·
Makine
ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri,
·
Mevcut
bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsanın tesviyesinden doğan
giderler.
Bu durumda
maliyet bedelinin içine şu harcamalar[2]
girmektedir;
Ø Satın alma
bedeli,
Ø İthalatta gümrük
vergileri,
Ø Nakliye ve
montaj gideri,
Ø Bina yıkım ve
arsa tesviye gideri,
Ø Noter, mahkeme,
kıymet takdiri, komisyon giderleri, emlak ve özel tüketim vergileri, binek otomobili
KDV’si (bunların maliyet bedeline ithali serbesttir, dilenirse doğrudan gider
yazılabilir).
Kredi Faizi ve Kur Farkları: VUK’un 163 ve
187 no.lu Genel Tebliğleri uyarınca yatırımların finansmanında kullanılan
kredilere ilişkin faiz ve kur farklarından yatırım dönemine ait olanlar yatırım
maliyetine eklenir ve amortisman yoluyla giderleştirilir, işletme dönemine
ilişkin olanlar ise ister maliyetlere eklenir ister doğrudan gider yazılır.
Yatırım dönemi,
işletmenin amortismana tabi iktisadi kıymeti aktife aldığı dönem sonuna kadar
olan süreyi, işletme dönemi ise bu tarihten sonraki süreyi ifade eder. Kredi faizi
ve kur farklarının maliyete eklenmesi zorunluluğu sadece yatırımlar için değil,
amortismana tabi bütün iktisadi kıymetler için söz konusudur.
Borçların
değerlenmesine ilişkin VUK’un 285. maddesinde 5228 sayılı Kanunla yapılan
değişiklik sonrası kredi borçları, değerleme gününe kadar işlemiş vadeye ilişkin
faiz dahil edilerek değerlenmektedir. Kredi değerlemesine ilişkin açıklama
ilgili bölümde yer almaktadır.
Değerleme
gününde VUK’un 285. maddesi uyarınca borçlu işletme tarafından hesaplanan kredi
faizlerinin VUK’un anılan 163 ve 187 no.lu tebliğleri ile yapılan açıklama
kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda İdarece bir açıklama
yapılmamıştır. Kanaatimizce borçlu tarafından hesaplanan bu faizlerin de tıpkı
ödenen faizler gibi (163 no.lu tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde)
işleme tabi tutulması gerekmektedir.
İşletme
kredilerinden sabit kıymet maliyetine pay verilmesi zorunluluğu yoktur.
İşletmede İmal Edilen Kıymetler: İşletmede imal
edilen kıymetler de yukarıda açıklanan esaslara göre maliyet bedeli ile sabit
kıymetler arasına alınır ve dönem sonu itibariyle varsa kredi faiz ve kur
farkları maliyet bedeline eklenir.
Gayrimenkullerde Maliyet Bedelinin Artması: VUK’un 272.
maddesine[3]
göre, normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında gayrimenkulü veya
elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını genişletmek veya iktisadi kıymetini
devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün veya
elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet bedeline eklenir. İşletmelerin
bilançolarına kayıtlı bulunan anılan kıymetler için bu kapsamda yapılan harcamalar
aktifleştirilerek amortisman yoluyla itfa edilir. İlgili dönemde doğrudan gider
yazılamaz.
VUK’da maliyet
oluşumu ve maliyet bedeline ilave edilmesi gereken giderler yönünden binalar,
gemiler ve diğer taşıtlarla tesisat ve makineler paralel hükümlere konu edilmiş
olup, esasen bu tür kıymetlerin hepsi gayrimenkuller gibi değerlenmektedir. Bu
nedenle maliyet bedelini artırıcı giderlerin aktifleştirilmesi, sadece gayrimenkuller
için değil, gayrimenkuller gibi değerlenen bütün iktisadi kıymetler için zorunludur.
VUK’un 272.
maddesinde aktifleştirilecek giderlere örnek olarak bir geminin iktisap
tarihindeki hızını fazlalaştırmak, yolcu, eşya yükleme ve barındırma
tertibatını genişletmek veya değiştirmek suretiyle iktisadi kıymetini devamlı
olarak artıran giderlerle bir motorlu kara nakil vasıtasının kasa veya
motorunun yenisi ile değiştirilmesi veya alımında mevcut olmayan yeni bir
tertibatın eklenmesi için yapılan giderler gösterilmiştir.
Maliyet bedeline
eklenmesi gereken giderlerle ilgili olarak, normal tamir, bakım ve temizleme
giderleri ile aktifleştirilecek giderlerin ayırımı önem taşımaktadır. Bu ayrım
yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır.
·
VUK’un
272. maddesinde belirtildiği üzere, gayrimenkuller veya elektrik üretim ve
dağıtım varlıkları için yapılan normal tamir, bakım ve temizleme giderleri
yapıldığı dönemde gider kaydedilir. Kullanıma bağlı olarak, kırılan, çatlayan
ve bozulan yerlerin onarılması, kirlenen, normal görüntüsü bozulan yerlerin
eski haline getirilmesi gibi işlemler bu bağlamda değerlendirilir.
·
Gayrimenkulün
genişletilmesinden, kullanım alanının genişletilmesi anlaşılmalıdır. Binaya
ilave kat çıkmak veya eklenti yapmak suretiyle kullanım alanı genişletiliyorsa,
bu amaçla yapılan giderlerin aktifleştirilmesi gerekir.
·
Kiracının
veya elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin faaliyetini icra için vücuda
getirdiği tesisata ait giderler bu kapsamda değerlendirilir. Gayrimenkuller
veya elektrik üretim ve dağıtım varlıkları için yapılan giderlerin hem tamir
hem de kıymet artırma giderlerinden oluşması halinde, mükellef bu giderlerden
maliyet bedeline eklenmesi gereken kısmı kayıtlarda ayrı göstermek zorundadır.
·
Gayrimenkulün
iktisadi kıymetinin devamlı (kalıcı) olarak artırılması kavramından da, gayrimenkullerin
kullanım ömrünün uzatılması yada ömür uzatıcı olmamakla birlikte, daha
kullanışlı hale getirilmeleri anlaşılmalıdır.
·
Gayrimenkulün
kullanım ömrünü artırıcı giderler, asıl sabit kıymetin amortisman süresinde
(örneğin 5 yılda) fakat aktifleştirildikleri yıldan başlayarak itfa edilir.
Gayrimenkulün genişletilmesi için yapılan giderler ise, asıl gayrimenkulün kalan itfa süresinde ve eşit tutarlarda
itfa edilir. Aktifleştirilen harcama, fonksiyon ve yarar artırıcı nitelikte
ise, iktisadi kıymetin kalan itfa süresi içinde ve eşit tutarlarla amortismana
tabi tutulur. Harcamanın niteliği olayına göre mükellef tarafından belirlenir.
Bu genel
açıklamadan sonra, değerlemeyi, maddi duran varlık bazında ele alalım.
1- Arazi ve Arsalar
Arazi ve arsalar
maliyet bedeli ile değerlenir. Boş arsa ve araziler amortismana tabi tutulmaz.
Arsa ve araziler, üzerine inşa edilen kıymetlerle birlikte amortismana tabi
tutulur.
2- Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri
Yeraltı ve
yerüstü düzenleri maliyet bedeli ile değerlenir. Amortisman işlemine konu
edilir. Yeraltı ve yerüstü yapıları için farklı (azami) amortisman oranları
belirlenmiştir.
3- Binalar
Binalar maliyet
bedeli ile değerlenir. Binaların inşa edildiği arsa ve arazi maliyeti de bina
maliyetine dahil edilir. Binalar amortisman ve yenileme fonu uygulamasına konu
edilebilir. Binalarda normal amortisman oranı % 2’dir.
4-Tesis Makine ve Cihazlar
Tesis, makine ve
cihazlar maliyet bedeli ile değerlenir. Kullanımı için montajı zorunlu olan makineler,
montajının tamamlandığı dönemde maliyeti oluşturularak aktifleştirilir. Bunlar
amortisman ve yenileme fonu uygulamasına konu edilebilir. Aşırı kullanılan
makineler fevkalade amortismana tabi tutulabilir.
5- Taşıtlar
Taşıtlar maliyet
bedeli ile değerlenir. Binek otomobillerinin alımında ödenen KDV indirim konusu
yapılmaz, gider veya maliyet olarak dikkate alınır. Binek otomobillerinin ilk
yıl amortismanı kıst esasa göre yapılır. Taşıtlar amortisman ve yenileme fonu
uygulamasına konu edilebilir.
6- Demirbaşlar
Demirbaşlar maliyet
bedeli ile değerlenir, amortisman ve yenileme fonu uygulamasına konu edilebilir.
7- Diğer Duran Varlıklar
İşletme için
duran varlık niteliğinde olan ve yukarıda anılanların dışında kalan varlıklar
bu kalem içinde gösterilir. Diğer duran varlıklar da maliyet bedeli ile değerlenir.
Genel esaslar çerçevesinde amortisman uygulamasına konu edilebilir.
8- Yapılmakta Olan Yatırımlar
Yapımı süren ve
dönem sonu itibariyle henüz tamamlanmamış bulunan sabit kıymetlere ilişkin harcamalar
bilançonun duran varlıklar bölümünde, yapılmakta olan yatırımlar içinde
gösterilir. Yapılmakta olan yatırımların ilgili olduğu iktisadi kıymetlerin
maliyet teşekkülü aktife alınma (tamamlanma) döneminde yapılır. İşletmenin
yaptığı birden çok yatırım varsa bunlara ilişkin maliyet unsurları bilançonun
bu kalemi ayrıntısında ayrıca takip edilir.
İşletme
tarafından yapılan yıllara sari inşaat ve onarım işlerinden dönem sonu
itibariyle henüz tamamlanmamış (geçici veya kesin kabulü yapılmamış) olanlar da
yapılmakta olan yatırımlar gibi bilanço aktifinde ayrıca gösterilir. Ancak
bunlar yapılmakta olan yatırımlar kalemi içinde gösterilmez. Bu tür aktifler
dönen varlıklar içinde 17 no.lu hesap grubunda gösterilir. Yıllara sirayet eden
inşaat ve onarım işlerinden henüz tamamlanmamış olanlara ilişkin hasılatlar da
gelir yazılmayıp bilanço pasifinde (35 no.lu hesap grubu) borç olarak
gösterilir. Bu aktif ve pasif unsurları gerçek bir aktif veya pasif kıymeti
ifade etmez[4]
ve dönem sonunda mukayyet bedeliyle değerlenir.
C- AMORTİSMAN
UYGULAMASI
İşletme aktifine
kayıtlı duran varlıkların maliyetleri belli esaslar çerçevesinde kullanım
dönemleri itibariyle gider ve maliyetlere intikal ettirilmektedir. Bu giderleştirme
sisteminin adı amortismandır. Amortisman müessesesi temel esprisini dönemsellik
ilkesinden almaktadır. Dönemsellik ilkesi gereği, her dönemin gider ve maliyeti
ilgili dönemin hasılatı ile karşılaştırılmalıdır. Sabit kıymetlere ilişkin
amortismanlar bilanço aktifinde negatif değer olarak gösterilir. Dolayısıyla
ilgili sabit kıymet dönem sonu itibariyle işletme bilançosunda net değeri
(amorti edilmemiş tutarı) ile gösterilmiş olmaktadır.
Amortismanın
konusu, işletmede birden fazla yıl kullanılacak sabit kıymetlerdir. Sabit
kıymetler kullanım süreleri (faydalı ömürleri) dahilinde eşit yüzdelerle amorti
edilir. Amortisman oranları VUK’un 315. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı
tarafından tespit ve ilan edilir. Ancak 01.01.2004 tarihinden önce aktife
alınan kıymetler için, aktifleştirme döneminde yürürlükte olan hükümlere göre
belirlenecek sürede amortisman ayrılmaya devam edilir (VUK Geç. Md. 26).
İktisadi ve teknik açıdan bütünlük arz eden kıymetler oran, yıl ve yöntem
olarak aynı çerçevede amortismana tabi tutulur.
Amortisman
ayırma koşulları şöyle sıralanabilir;
¨ Kıymetin birden fazla yıl kullanılması,
¨ Envantere dahil edilmiş olması,
¨ Yıpranmaya ve aşınmaya maruz bulunması,[5]
¨ Değerinin belli tutarın (2010 yılı için 680
TL) üzerinde olması.
Amortisman
konusu kıymetlerin envantere dahil olmasıyla ilgili olarak şu hususlar özellik
arz eder;
- Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda
amortisman mülkiyet sahibince ayrılır,
- Kiralamalarda amortisman kiralayan
tarafından ayrılır,[6]
- Reklam panoları başkasının mülkü
üzerinde bulunsa dahi ilgili işletme tarafından envantere alınır ve amortismana
konu edilir.
1- Fevkalade Amortisman
Aşağıda
belirtilen hallerde iktisadi kıymetler, belirlenen fevkalade amortisman
oranları üzerinden amortismana tabi tutulur (VUK md. 317). Fevkalade amortisman
hesaplandığı durumlarda ayrıca normal amortisman hesaplanmaz.
·
Amortismana
tabi iktisadi kıymette afet (yangın, deprem, su basması gibi) neticesinde değer
kaybı oluşması,
·
Yeni
icatlar nedeniyle teknik verim ve kıymetinin düşmesi,
·
Cebri
çalışma nedeniyle normalden fazla yıpranmaya tabi olması.
Fevkalade amortisman oranı, her olaya özgü olmak kaydıyla mükellefin
müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilmektedir.
2- Amortisman Hesaplama Yöntemleri
Amortisman
hesaplama yöntemleri, amortisman konusu iktisadi kıymetin değerinin kullanım
süresine nasıl dağıtılacağını gösterir. Teoride; normal amortisman, azalan
miktarlarda amortisman, artan oranlarda amortisman, verimle orantılı amortisman
gibi pek çok yöntem bulunmaktadır. VUK’da normal ve azalan bakiyeler olmak
üzere iki amortisman yöntemi kabul edilmiştir.
Normal yöntemde amortisman süresi 1 rakamının amortisman oranına
bölünmesi suretiyle bulunur ve küsuratlar tama iblağ edilir. Normal yöntemde kıymet,
tespit edilen bu sürede amortisman oranına göre hesaplanacak tutarlarda (eşit
tutarda) amorti edilir. Azalan bakiyeler usulünde de süre aynı şekilde hesaplanır
ancak tutar, oranın iki katına ve net değer esasına göre bulunur. Bu usulde son
yıl kalan değerin tamamı amorti edilir.
Amortismanın herhangi bir yıl uygulanmaması veya ilk uygulanan orandan
daha düşük bir oranda hesaplanmasından dolayı amortisman süresi uzatılamayacaktır.
Örneğin, 1.000 TL tutarında bir kıymetin amortismanı %18 oranı ile her iki
yönteme göre şöyle hesaplanacaktır. Amortisman süresi: 1/0,18= 5,55= 6 yıl olacaktır.
Normal usulde
ilk beş yıl 1.000 x 0,18=180 TL, son yıl ise geriye kalan 100 TL tutarında
amortisman ayrılacaktır. Azalan bakiyeler usulünde hesaplama aşağıdaki gibi olacaktır:
Yıl |
Amortisman
Matrahı |
Amortisman
Oranı |
Amortisman
Tutarı |
1 |
1.000 |
0,36 |
360 |
2 |
(1.000-360=) 640 |
0,36 |
230,4 |
3 |
(640-230,4=) 409,6 |
0,36 |
147,456 |
4 |
(409,6-147,456=) 262,144 |
0,36 |
94,372 |
5 |
(262,144-94,372=) 167,772 |
0,36 |
60,398 |
6 |
(167,772-60,398=) 107,374 |
1 |
107,374 |
Amortisman
yıllık esasta hesaplanır. Bunun tek istisnası binek otomobilleridir. Binek
otomobillerinde amortisman ilk yıl kıst esasa göre hesaplanır. (VUK Md 320) Kıst
esastan kasıt otomobilin alındığı ay tam ay sayılmak suretiyle ilk yıl kullanım
ayına göre yıllık amortismanın azaltılmasıdır.
İlk yıla ilişkin
ayrılmayan amortisman, normal usulde son yıl amortismanına eklenir. Azalan bakiyeler
usulünde ise, izleyen yıllarda hesaplama yapılırken ilk yıl fiilen ayrılan
amortisman tutarı dikkate alınır. Yukarıdaki örnekte kıymetin binek otosu
olduğunu ve 11. ayda alındığını (ilk yılda iki ay kullanıldığını) kabul edelim
ve kıst amortisman hesaplayalım.
Normal usulde
aylık amortisman 180 /12=15 TL’ dir. Bu durumda ilk yıl kıst amortismanı 2 x 15
= 30 TL olacak, son yıl amortismanı da [100 +(180 -30)=] 250 TL olacaktır.
Azalan bakiyeler
usulünde hesaplama şöyle olacaktır:
Yıl |
Amortisman
Matrahı |
Amortisman
Oranı |
Amortisman
Tutarı |
1 |
1.000 |
(0.36x
2/12) |
60 |
2 |
(1.000-60=) 940 |
0,36 |
338,4 |
3 |
(940-338,4=) 601,6 |
0,36 |
216,576 |
4 |
(601,6-216,576=) 385,024 |
0,36 |
138,609 |
5 |
(385,024-138,609=) 246,415 |
0,36 |
88,71 |
6 |
(246,415-88,71=) 157,705 |
1 |
157,705 |
İşletmeler
prensip olarak seçmiş oldukları amortisman usulünü değiştiremezler. Ancak
azalan bakiyeler usulünü uygulayan mükellefler bir defaya mahsus olmak üzere
normal usule geçebilir. Bu durumda yöntem değişikliğinden sonra, henüz amorti
edilmemiş tutar kalan amortisman süresinde eşit şekilde itfa edilir. Örneğin,
yukarıdaki mükellefin azalan bakiyeler usulünden üçüncü yılda normal usule
geçtiğini kabul edelim. Bu durumda son dört yılda, yıllık (409,6 /4=) 102,4 TL
tutarında amortisman ayıracaktır.
3- Muhasebe Kaydı
THP’nda duran
varlık hesaplarına ilişkin bir adet birikmiş amortisman hesabı vardır.[7]
Bu nedenle birikmiş amortismanlar, hesap detayında iktisadi kıymet bazında
ayrıştırılmalıdır.
Amortismanlara ilişkin muhasebe kaydını yukarıdaki örnek üzerinde
gösterelim. Yukarıdaki iktisadi kıymetin binek otosu olduğunu ve 2010 yılının
11. ayında alındığını kabul edelim. Yukarıdaki hesaplamalara göre amortisman
kaydı (azalan bakiyeler usulüne göre) şöyle olacaktır:
––––––––––––– 31.12.2010 ––––––––––––
770 GENEL YÖNETİM GİDERİ 60
770.05 Binek otosu amortismanı
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR 60
257.01.254 Binek otosu
Açıklama:
Taşıtlara amortisman ayrılması
–––––––––––––––––– /
–––––––––––––––
Yukarıdaki kayıt 7/A seçeneğine göre yapılmıştır. 7/B seçeneğinde gider
hesabı ‘796 Amortismanlar ve Tükenme Payları’ olacaktır.
D- SABİT KIYMET YENİLEME FONU
Satılan iktisadi kıymetin yenilenmesi zaruri olur veya işletme
yönetimince yenilemeye karar verilir ve teşebbüse geçilirse[8] satıştan doğan kâr sonuç
hesaplarına intikal ettirilmeyip bilanço pasifinde üç yıl süreyle tutulabilir.
Yenileme fonu sadece amortismana tabi iktisadi kıymetlerde uygulanabilir.
Yenileme fonu olarak ayrılacak kazancın işletmeden çekilmemiş olması gerekmektedir.
Diğer taraftan yenileme fonunun bilançoda izlenmesi gerektiğinden bu
uygulamadan sadece bilanço usulüne göre defter tutan işletmeler yararlanabilecektir.
Elden çıkarılan iktisadi kıymetin daha önce yeniden değerlemeye veya
enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş olması yenileme fonu ayrılmasına engel
değildir.
Satış kârının tespitinde birikmiş amortismanlar da dikkate alınacaktır.
Ancak döviz bedelle satılan kıymetlere ilişkin olarak sonradan (vadeli alacak
nedeniyle) hesaplanacak lehte kur farkları, yenileme fonuna alınmayıp doğrudan
gelir yazılmalıdır. Yenileme fonu açısından satışın peşin, vadeli ya da trampa
şeklinde olmasının önemi bulunmamaktadır.
Yeni alınacak kıymetin hiç kullanılmamış olması yenileme fonu kullanımı
için şart değildir. Yalnız alınan kıymetin cins ve vasıf olarak satılan
kıymetle aynı olması zorunludur.
Yenileme fonu üç yıl içinde yeni alınan kıymetin amortismanına mahsup
edilir. Yeni kıymet alınmış dahi olsa üç yıl içinde bu şekilde kullanılmayan
yenileme fonu üçüncü yılın sonunda gelir yazılmalıdır.
Örneğin bir işletmenin pasifinde iki yıl önce ayrılmış 23.000 TL tutarında
yenileme fonu bulunduğunu, işletmenin bu yıl içinde de 55.000 TL’ye yeni bir kıymet(makine)
aldığını, bu kıymeti azalan bakiyeler usulü ile % 40 oranında amortismana tabi
tutacağını kabul edelim. İşletmenin yapması gereken kayıtlar aşağıdaki gibi
olacaktır. İşletme bu yıl kullanamadığı yenileme fonunu gelir yazmak zorundadır.
Cari yıl
amortisman tutarı:
55.000 x 0,40= 22.000
TL
––––––––––––– 31.12.2010 ––––––––––––[9]
549 ÖZEL FONLAR 22.000
549.07 Yenileme Fonu
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR 22.000
Açıklama:
Amortisman ayrılması
––––––––––––– 31.12.2010 ––––––––––––
549 ÖZEL FONLAR 1.000
549.07 Yenileme Fonu
671 ÖNCEKİ DÖNEM GELİR
VE KÂRLARI 1.000
Açıklama:
Özel fonların kapatılması
–––––––––––––––––– /
––––––––––––––
E- FİNANSAL
KİRALAMAYA KONU KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ[10]
Finansal
kiralamaya konu edilen iktisadi kıymetler, bu kıymetlerin net bilanço aktif
değerinden finansal kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi suretiyle
tespit edilen değerle değerlenir. Bulunan değer sıfır veya negatif ise bu
kıymetler iz bedelle değerlenir.
İz
bedelle değerlenmeyen finansal kiralamaya konu edilmiş iktisadi kıymetler de
diğerleri gibi amortisman uygulamasına konu edilebilir.
Örneğin, 5 yıl süre ile finansal kiralamaya konu edilmiş bir makinenin
aktifleştirme bedeli kiralayan tarafından 5.000 TL olarak tespit edilmiş olsun.
Bu durumda kiralayan bu makine için normal usulde veya azalan bakiyeler
usulünde amortisman ayırabilecektir.
[1] Geniş
açıklama için bkz. M.Emin AKYOL - Muzaffer KÜÇÜK, age
[2] SPK’da da
benzer düzenleme yer almakta olup, Seri XI No:1 Tebliği 30. maddesinde gider ve
maliyet unsurları biraz daha geniş olarak sayılmıştır.
[3] Gayrimenkullerde
maliyet bedelinin artmasına ilişkin VUK’un 272. maddesi 5893 sayılı Kanunla
21.07.2007 tarihinde yürürlüğe girmek üzere başlığı ile birlikte değişmiştir.
Bu değişiklikte maddenin özü korunmuş olup elektrik üretim ve dağıtım varlıklarına
ilişkin harcamalar madde metnine eklenmiştir.
[4] Bu
kalemlerin bilanço aktif ve pasifine kaydolunması, vergileme sistemi kaynaklı
bir zorunluluktan doğmaktadır.
[5] Örneğin
boş arsa ve araziler yıpranmaya tabi olmadığından, amortisman kapsamına girmez.
[6] ALACAKLAR’a
ilişkin bölümde açıklandığı üzere finansal kiralamalarda uygulama farklıdır.
[7] İki tür
amortisman kayıt yöntemi vardır. Direkt yöntem ve endirekt yöntem. THP endirekt
yöntemi benimsediğinden kayıtlar buna göre yapılmalıdır.
[8] Teşebbüse
geçilmesi ifadesi tam açık değildir. Uygulamada işletmeler tarafından karar
alınması ve kararın karar defterine kaydedilmesi yenileme fonu uygulaması için
yeterli kabul edilmektedir.
[9] Bu
kayıt tekniğinde amortisman gideri maliyetlere intikal etmez. Amortisman
giderinin maliyetlere intikal etmesi için amortisman ayırma ve özel fondan
karşılama işleminin ayrı kayıtlarla yapılması gerekmektedir. Geniş açıklama
için bkz. M. Emin AKYOL - Muzaffer
KÜÇÜK, age
[10] Finansal
kiralama işlemlerinde değerleme ALICILAR’a ilişkin bölümde açıklanmıştır.