2017 yılını, ‘Orta Doğu’da
yaşanan gerginlik ve çatışma halinin henüz çözümlenmediği bir ortamda
tamamlıyoruz. Yıllardır yanı başımızda devam eden bu istikrarsızlık, ülkemiz
ekonomisi üzerinde olumsuz bir baskı oluşturmuştur.
Bu yılın ilk yarısında yapılan
referandumda, ülkemiz yönetim şeklinin ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne
dönüşmesi sonucu çıkmıştır. Bu dönüşümün de ülkemiz ekonomisi üzerine olumlu
etkileri olacaktır.
Döviz kuru ve sermaye
piyasalarında dalgalanma devam etse de bu süreçte ülke ekonomisinde tamir
edilemez bir kırılma yaşanmamıştır. Kamu otoritesince alınan ve alınmaya devam
edilen tedbirler nedeniyle, Ülkemiz için gelecek dönemin daha müreffeh olacağına
inancımızı korumaktayız.
Yürürlükteki TTK, Ulusal
Muhasebe Standartlarının geniş bir mükellef kitlesince uygulanmasını
öngörmektedir. KGK tarafından yapılan düzenleme ile bağımsız denetim kapsamına
giren mükellef kitlesi her yıl biraz daha genişletilerek geçiş sağlanmaktadır.
Mali mevzuat, ticaret
hukuku ve muhasebe ilkeleri, süresiz kabul edilen işletme ömrünün kazanç
tespiti açısından belli dönemlere bölünmesini öngörür. Dönem sonları, işletme faaliyet
sonuçları ve mali tablolarının hazırlandığı dönemlerdir. Bu dönemler itibariyle
hazırlanan mali tablolar, ilgililerin işletme performansını ölçmeleri ve geleceğe
yönelik karar vermeleri açısından önemli mesajlar içerir.
İşletmede dönem kazancının
tespiti, işletme varlık ve kaynaklarının dönem sonu itibariyle değerlemesini ve
dönemsel ayırımların yapılmasını gerektirir. Değerleme sürecinde uygulanması gereken
tahakkuk esası ve dönemsellik ilkesiyle, işletme varlık ve kaynaklarının hangi
ölçüye göre değerleneceği konusu VUK da düzenlenmiştir. Söz konusu ilke ve
esaslar çerçevesinde yapılacak dönem sonu değerleme işlemi bu çalışmanın konusunu
oluşturmaktadır. Çalışmada, işletme varlık ve kaynaklarının değerlemesiyle
ilgili olarak kanunlarda belirlenen genel ilkeler açıklanmış, özellikli
durumlara değinilmiş, tartışmalı konulara ilişkin çözümlere işaret edilmiştir.
İşletmelerin
faaliyet sonuçları mali tablolar aracılığıyla ilgililere aktarılmaktadır. Mali
tabloların oluşturulmasında en önemli işlem ise envanter
ve değerlemedir. Özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde,
işletmenin durumunu en iyi yansıtacak mali tabloları hazırlamak zor olduğu
kadar önemlidir de.
Eserde
işletme varlık ve kaynaklarının envanter ve değerlemesine
ilişkin açıklamalar THP ve mali tablo kalemleri bazında yapılmıştır. Eserde
ismen belirtilmeyen işletme varlık veya kaynakları, mahiyet itibariyle en yakın
varlık ve kaynak kalemine ilişkin envanter ve değerleme
ölçülerine göre değerlenmelidir.
Bilanço varlık ve kaynak
kalemlerinin dönem sonu değerlemesine ilişkin olarak gerekli görülen yerlerde
ilgili gelir tablosu ve maliyet hesapları belirtilmekle yetinilmiş, maliyet ve
gelir tablosu hesaplarına ilişkin (kazanç tespitine yönelik) ayrıntılı açıklama
yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Eserin okuyucularına
faydalı olması dileğimizle…
Muzaffer KÜÇÜK
YAKLAŞIM YAYINCILIK - OCAK 2018