Başlık |
Gider pusulasının imzalattırılmadan tanzim edilmesinin ya da banka dekontlarının gider pusulası yerine kullanılmasının mümkün
olup olmadığı hk. |
|||||||||||||||
Tarih |
04/03/2013 |
|||||||||||||||
Sayı |
11395140-105[234-2012/VUK-1- .
. .]--302 |
|||||||||||||||
Kapsam |
|
|||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; gider
pusulalarının imzalattırılmasının mümkün olmadığı durumlarda ödemenin
bankadan yapılması halinde banka tarafından düzenlenecek dekontların
gider pusulası hükmünde kabul edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız
görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229 ila 242'nci maddelerinde bu Kanuna göre
düzenlenmesi ve alınması gereken ve fatura yerine geçen vesikalar ile diğer
evrak ve vesikalara ait hükümlere yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un 234'üncü maddesinde; Birinci ve ikinci
sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak
mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf
esnafa; yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim
edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının,
vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu, bu belgenin,
birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın
aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edileceği, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla
soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva
edeceği ve iki nüsha olarak tanzim edileceği ve bir nüshasının işi yapana
veya malı satana tevdi olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu çerçevede, gider pusulası, toplu ya da imzasız şekilde düzenlenmesi mümkün
olmayan bir belge olup, söz konusu belgede işi yapanın adının, adresinin ve
imzasının bulunması kanuni bir zorunluluktur.
Öte yandan banka dekontlarının gider pusulasının
yerine kullanılacağı hususunda Vergi Usul Kanununda ve ilgili mevzuatında
herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan
bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge
talep formunda; serbest muhasebeci mali müşavir olarak faaliyette
bulunduğunuz ve işinizde kullanmak üzere nihai tüketiciden noter satış
sözleşmesi ile otomobil satın aldığınız belirtilerek, aldığınız araç için
gider pusulası düzenleyip düzenlemeyeceğiniz ile gelir vergisi tevkifatı yapıp yapmayacağınız hususunda Başkanlığımızdan
görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu'nun 94'üncü maddesinin birinci fıkrasında ‘' Kamu idare ve
müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret
şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi
işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan
etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını
bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler
aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben
yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.'' denilmekte olup, aynı
fıkranın 13'üncü bendinde ise; esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet
alımları karşılığında yapılan ödemelerden tevkifat
yapılacağı hükme bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227'nci
maddesinde; bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve
muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş,
234'üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit
usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek
erbabının ve çiftçilerin: ... 3- Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler veya onlardan satın
aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza
ettirecekleri " belirtilmiştir. Buna göre; araç satış
sözleşmesinin Vergi Usul Kanunu'nda yer alan vesikalardan biri olmaması
nedeniyle, vergi mükellefiyeti olmayan kişiden araç satış sözleşmesi
ile satın aldığınız taşıt için gider pusulası düzenlemeniz gerekmekte olup,
Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinde, esnaf muaflığından yararlanmayan
ve vergi mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan yapılan alımlar için tevkifat yapılacağına dair hüküm bulunmadığından gelir
vergisi tevkifatı yapmanıza gerek bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden ... ve ... donanımları
başta olmak üzere, her türlü ... ürünlerin ve ... toptan ve perakende satışı
işi ile iştigal ettiğiniz ve çeşitli illerde hukuki bakımdan birbirinden
bağımsız bayi ağınızın bulunduğunun belirtilerek, bayileriniz aracılığıyla
yapılan satışların nihai tüketicilerce posta veya kargo yoluyla iade edilmesi
durumunda, gider pusulasının nihai tüketicilere imzalattırılamaması ve
düzenlenen faturanın nihai tüketici tarafından ibraz edilememesi durumunda,
iade işleminin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği ile gider pusulasının
Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası bölümüne "nihai tüketici"
yazılıp yazılamayacağı ve yine nihai tüketicilere yapılan satışların iadesi
işleminde bayi A'dan nihai tüketicilere yapılan satışın iadesinin bayi B'ye
yapılması durumunda yasal belge düzenleme işleminin nasıl gerçekleştirilmesi
gerektiği hususlarında görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu
kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla
olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",
229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş
karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan
veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",
231/5 inci maddesinde, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin
yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde
düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş
sayılır.",
234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf
tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak
mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:
...Vergiden muaf esnafa;
Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi
yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf
esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf
tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın,
mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.
Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile
miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı
satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve
adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası
işi yapana veya malı satana tevdi olunur.
Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde
teselsül ettirilir.
..." hükümlerine yer verilmiştir.
54 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin
B/1 bölümünde, tüketiciler tarafından satın alınan malların çeşitli
nedenlerle iade edildiği durumlarda satıcılar tarafından iade edilen mal
nedeniyle gider pusulası düzenleneceği ve tüketiciden iade edilen mala ait
belgenin geri alınacağı açıklanmıştır.
Diğer taraftan, 385 Sıra No'lu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin "4 - Kapıdan veya Mesafeli Sözleşme
Düzenlenerek Yapılan Satışlarda İade İşlemlerinde Belge Düzeni" başlıklı
bölümünde, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'a göre, kapıdan
satışlar ve mesafeli satışlara ilişkin tanımlara yer verilerek
"Bundan böyle, sadece kapıdan ve mesafeli sözleşmeler düzenlenerek
yapılan satışlara ilişkin iade işlemleri için Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer
257'nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden iade bölümünün yer
alacağı bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye malla
beraber gönderilmesi uygun görülmüştür.
Söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde;
- Malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası,
- İade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutar yer alacaktır.
Bu şekilde düzenlenen fatura malla beraber müşteriye gönderildiğinde müşteri
malı iade etmek isterse iadeye ilişkin bölümü dolduracak ve iki örnek olan
faturanın bir örneğini mal ile birlikte malı satana geri gönderecek, bir
örneği kendinde kalacaktır." açıklaması yapılmıştır.
Buna göre, posta veya kargo yoluyla iade edilen ürünlerin satışının mesafeli
satış sözleşmesine dayanılarak yapılması durumunda iade işlemlerinin 385 No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'ndeki düzenlemelere
göre yapılması mümkün olacaktır.
Diğer taraftan, malların nihai tüketiciler tarafından bizzat bayilere iade
edilmesi durumunda:
Nihai tüketiciye satılan malın iade edilmesi halinde gider pusulası
düzenlenmesi ve müşteriye imzalattırılması; nihai tüketicinin bayi
A'dan aldığı ürünü bayi B'ye iade etmesi söz konusu ise,
- Bayi B'nin iade edilen malın mülkiyetine ve tasarruf hakkına sahip olması
halinde, gider pusulası düzenlemesi ve ilgili müşteriye imzalattırması,
- Bayi B'nin iade edilen malı sadece müşteriden alıp bayi A'ya göndermesi
halinde, malın müşteriden alınması sırasında herhangi bir belge düzenlemeyip
iade olarak alınan malı bayi A'ya sevk irsaliyesi ile göndermesi ve bayi
A'nın malı iade eden müşteriye gider pusulası düzenlemesi ve imzalattırması
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya
da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, gayrimenkul
alım satımı faaliyetinde bulunduğunuzu, satmak üzere şahıslardan yapmış
olduğunuz daire alımlarında gider pusulası düzenlediğinizi belirterek gider
pusulasında KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı ile net kullanım alanı 150 m² nin altında olan dairelerin satışında uygulanması gereken
KDV oranı hususunda görüş talebinde bulunulmaktadır.
3065 sayılı KDV Kanununun 1 inci maddesinde, ticari, sınai,
zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan
teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, ticari, sınai, zirai faaliyet
ve serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir
Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı
hallerde ise Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre
tayin ve tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, KDV oranlarının belirlendiği 2007/13033 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararına ekli (I) sayılı listenin 11 inci sırasına göre net alanı 150
m² ye kadar konut teslimleri %1 oranında KDV ye tabidir.
Buna göre, daire satın aldığınız kişilerin bu işi arızi olarak yapmaları
durumunda faaliyetlerinin devamlılığından ve teslimin ticariliğinden
söz edilemeyeceğinden bu işlem KDV ye tabi tutulmayacak ve düzenlenecek gider
pusulasında KDV ye yer verilmeyecektir.
Ayrıca, alımında KDV ödenip ödenmediğine bakılmaksızın net alanı 150 m² ye
kadar konut teslimleriniz % 1 oranında KDV ye tabi bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı dilekçenizde;
Defterdarlığımız .... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik
numaralı mükellefi olduğunuz, şirketinizin vergi mükellefi olmayan
şahıslardan tapu senedi ile satın aldığı gayrimenkulleri Ba-Bs
formları ile bildirip bildirmeyeceği, ayrıca bu alışlarınızda gider pusulası
düzenlenip düzenlenmeyeceği hususunda Defterdarlığımız görüşünün bildirilmesi
istenilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
"İspat Edici Kağıtlar" başlıklı 227'nci
maddesinde; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve
üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki
mecburidir..." hükmüne, "Gider Pusulası" başlıklı 234'ncü maddesinde;
"Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit
edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek
erbabının ve çiftçilerin: Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler veya
onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı
satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından
verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların,
zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi
kıymetli eşya için de tanzim edilir. Gider pusulası, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla
soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva
eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana
tevdi olunur. Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir." hükmüne yer
verilmiştir. Diğer yandan, aynı kanunun 229'ncu
maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin
borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar
tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 230'ncu
maddesinde ise faturanın şekli belirtilerek içermesi gereken asgari bilgiler
sayılmıştır. Anılan Kanunun 231'nci maddesinde de fatura düzenlenmesinde
uyulacak kaidelere, 232'nci maddesinde ise fatura kullanma mecburiyetine
ilişkin esaslara yer verilmiştir. Öte yandan, 04/02/2010 tarih ve 27483
sayılı resmi gazetede yayımlanan 396 sıra nolu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin"1.2. Bildirime Konu Alış/Satışlar
Ve Hadler" başlıklı bölümünde; "1.2.1.
Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde
yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara
ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura,
serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt
pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi
ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim
formlarına dahil edilecektir. 1.2.2.
Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal
ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had
5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan
katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları,
"Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya
kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet
satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" nun Tablo II alanında
bildirilecektir." açıklamasına yer verilmiştir. Buna göre,
şirketinizin vergi mükellefi olmayan kişilerden, satmak üzere satın aldığı
gayrimenkuller için yukarıda belirtildiği şekilde gider pusulası düzenlemesi
ve gider pusulasının bu gayrimenkulleri satan kişiye imzalatılarak bir
nüshasının satan kişiye verilmesi, vergi mükellefi olmayan kişilerden gider
pusulası düzenlenerek satın alınan gayrimenkullerin satılması durumunda ise
gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, 396 sıra nolu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen dönem ve sürelerde şirket
faaliyet konunuz itibariyle ticari mal niteliğinde bulunan gayrimenkullere
ilişkin alış ve satışlarınızın Ba ve Bs bildirim formlarıyla bildirilmesi gerekmektedir. Bilgilerinize rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı ... 2011 tarihli özelge
talep formunun tetkikinden;
Firmanızın atık kağıt ticareti ile uğraştığı,
vergiden muaf esnaftan gider pusulası düzenlemek suretiyle hurda kağıt
alındığı gibi, vergi mükelleflerinden fatura düzenlemek suretiyle atık kağıt
alımlarının bulunduğu belirtilerek,
- Vergiden muaf esnaftan gider pusulası düzenlemek suretiyle yapılan
alımlarda miktar olarak bir sınırlamanın bulunup bulunmadığı,
- Önceden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanların bu mükellefiyetlerini sona
erdirdikten sonra bu kişilerden yapılan alımların gider pusulası düzenlemek
suretiyle yapılıp yapılamayacağı,
- Kişisel vergi mükellefiyeti bulunmamakla birlikte herhangi bir şirkete
ortak olanlardan yapılan alımların gider pusulası düzenlemek suretiyle
yapılıp yapılamayacağı,
hususlarında Başkanlığımızın görüşünün sorulduğu
anlaşılmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Vergiden Muaf Esnaf" başlıklı 9
uncu maddesinde;
"Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle
çalışanlar gelir vergisinden muaftır.
...
7.Ticari işletmelere ait atıkları mutad olarak veya
belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın
kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak
suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların
ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar;
...
Ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usûlde
Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar
Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf
muaflığından faydalanamazlar.
...
Bu muaflığın, 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü
yoktur."
hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir
işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar
ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı),
tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı
veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti
niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin
edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmüne yer
verilmiştir.
Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata
tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş, 13 numaralı bendinde muaflığından
yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden, hurda
mal alımları için % 2 oranında gelir vergisi tevkifatı
yapılması hükme bağlanmıştır.
Şirket ortaklarının gelir vergisi karşısındaki durumları, ortağı bulundukları
şirketin şahıs ya da sermaye şirketi olmasına göre farklılık gösterir.
Şahıs şirketleri; adi, kollektif ve adi komandit
şirketlerdir.
- Adi komandit şirketlerde komandite ve komanditer olmak üzere iki tür ortak
bulunmaktadır. Adi komandit şirketlerin komandite ortaklarının ticari ve
zirai faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar ticari kazanç, serbest meslek
faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar serbest meslek kazancı; komanditer
ortaklarının şirket kazancından aldığı pay ise, şirketin faaliyet konusu ne
olursa olsun vergisi tevkif suretiyle alınmamış menkul sermaye iradıdır.
- Kollektif şirket ortaklarının, ortaklıktan elde
ettikleri kar payları ile zirai faaliyetten elde ettikleri kazançları ticari
kazanç, serbest meslek faaliyetinden elde ettikleri kazançlar ise serbest
meslek kazancı olarak değerlendirilir.
- Adi şirket ortaklarının ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar
ticari kazanç, zirai faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar zirai kazanç,
serbest meslek faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ise serbest meslek
kazancı olarak değerlendirilir.
Sermaye şirketleri; anonim, limited ve eshamlı
komandit şirketlerdir. Anonim ve limited şirket
ortakları ile eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarının şirket
kazancından elde ettikleri kazançlar kar payı ve iştirak hisselerinden doğan
kazanç sayıldığından bu kazançların menkul sermaye iradı olarak beyan
edilmesi gerekmektedir.
Ancak, eshamlı komandit şirketlerde komandite ortakların ortaklık karından
aldıkları paylar, şahsi ticari kazanç olup, gelir vergisine tabidir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 234 üncü
maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde
tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının
ve çiftçilerin: vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın
aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza
ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura
hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zâti eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın,
mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.
Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile
miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı
satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve
adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası
işi yapana veya malı satana tevdi olunur. Gider pusulaları, seri ve
sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir." hükmü yer
almaktadır.
Ayrıca, konu hakkında yayımlanan 225 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider
pusulalarında, işin mahiyeti, cinsi, adedi, fiyatı, tutarı, toplamı, tevkif
edilen vergi oranı ve net tutarı; işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın
alan ile satanın adlarıyla soyadları (tüzel kişilerde unvanları) adresleri,
varsa vergi dairesi ve hesap numarası, seri ve müteselsil sıra numarası ve
düzenleme tarihine ilişkin bilgilere yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümler uyarınca, atık kağıt
alımı işinin;
- Bir hizmet sözleşmesine dayalı olarak, işçi-işveren ilişkisi doğuracak
şekilde veya bağlılık ve devamlılık gösterecek şekilde şirketiniz tarafından
yaptırılması durumunda, yapılan ödemelerin ücret kabul edilerek Gelir Vergisi
Kanununun 61, 63, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre ücret olarak
vergilendirilmesi,
- Atık kağıt toplayıcıları tarafından bir işyeri
açmaksızın kendi nam ve hesaplarına yapılması halinde, bu kişilerin 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin 7 nci
bendi uyarınca esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilmesi ve gider pusulası
düzenlemek suretiyle yapılan ödemeler üzerinden, aynı Kanunun 94 üncü
maddesinin 13/b bendi uyarınca % 2 oranında gelir vergisi tevkifatı
yapılması,
gerekmektedir.
Öte yandan, gelir vergisi (gerçek veya basit usulde) mükellefiyeti bulunan
ancak söz konusu işini terk edenlerden yapılan mal alımlarında ise, anılan
kişilerin durumunun yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi
gerekmektedir.
Ancak esnaf muaflığından faydalanmaları mümkün bulunmayanların ve ticari,
zirai veya mesleki kazançları dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi
olan adi komandit şirketlerin komandite ortakları, kollektif
şirket ortakları, adi şirket ortakları ve eshamlı komandit şirketlerin
komandite ortaklarından yapılan mal alımlarının gider pusulası ile
gerçekleştirilmesinin mümkün bulunmadığı tabiidir.
Ayrıca, vergi mükellefi olmayan kişilerden yapmış olduğunuz mal ve hizmet
alımlarında gider pusulası düzenlemeniz gerekmekte olup düzenlenecek gider
pusulalarında yer alacak bedele ilişkin bir sınırlama bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica
ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge
talep formunuzda, vergi mükellefiyeti bulunmayan kişilerden aldığınız ikinci
el bilgisayar ve bilgisayar aksesuarları için düzenlediğiniz gider
pusulalarında gelir vergisi tevkifatı yapıp
yapmayacağınız konusunda bilgi talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9
uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup,
kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları bentler halinde sayılmış
bulunmaktadır. Anılan maddenin son fıkrasında da "Bu muaflığın Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye
şümulü yoktur." hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasında; vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar
ile tevkifata tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş,
maddenin 13 numaralı bendinde esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet
alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı uyarınca) a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının
(6) numaralı bendinde yer alan emtia bedelleri veya bu emtianın imalinde
ödenen hizmet bedelleri üzerinden % 2, b) Hurda mal alımları için % 2, c) Diğer mal alımları için % 5, d) Diğer hizmet alımları (a, b ve c alt
bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu
kapsamdadır) için % 10, oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması hükme bağlanmıştır. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
234 üncü maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı
basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest
meslek erbabının ve çiftçilerin: .. 3. Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları
emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri
gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu
belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden
satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir. Gider pusulası, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla
soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva
eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana
tevdi olunur." denilmiştir. Bu itibarla, gerek
nihai tüketicilerden, gerekse esnaf muaflığından yararlananlardan satın
aldığınız ikinci el bilgisayar ve bilgisayar aksesuarları için gider pusulası
düzenlenmesi gerekmekle birlikte, Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin 7
nci bendi uyarınca esnaf muaflığından
yararlananlara bu alımları karşılığında yapılan ödemelerden, aynı Kanunun 94
üncü maddesinin 13/c bendi uyarınca %5 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması, bizzat nihai tüketicilerden satın
alınan ikinci el bilgisayar ve bilgisayar aksesuarları için gider pusulası
düzenlenerek yapılacak ödemelerden ise tevkifat
yapılmaması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
İlgide kayıtlı özelge
talep formunda, gayrimenkul alım satımı faaliyetinde bulunduğunuzu, satmak
üzere şahıslardan yapmış olduğunuz daire alımlarında gider pusulası
düzenlediğinizi belirterek gider pusulasında KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı
ile net kullanım alanı 150 m² nin altında olan
dairelerin satışında uygulanması gereken KDV oranı hususunda görüş talebinde
bulunulmaktadır.
3065 sayılı KDV Kanununun 1 inci maddesinde, ticari, sınai,
zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan
teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, ticari, sınai, zirai faaliyet
ve serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir
Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı
hallerde ise Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre
tayin ve tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, KDV oranlarının belirlendiği 2007/13033 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararına ekli (I) sayılı listenin 11 inci sırasına göre net alanı 150
m² ye kadar konut teslimleri %1 oranında KDV ye tabidir.
Buna göre, daire satın aldığınız kişilerin bu işi arızi olarak yapmaları
durumunda faaliyetlerinin devamlılığından ve teslimin ticariliğinden
söz edilemeyeceğinden bu işlem KDV ye tabi tutulmayacak ve düzenlenecek gider
pusulasında KDV ye yer verilmeyecektir.
Ayrıca, alımında KDV ödenip ödenmediğine bakılmaksızın net alanı 150 m² ye
kadar konut teslimleriniz % 1 oranında KDV ye tabi bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı dilekçenizde, ...
Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi
numaralı mükellefi olduğunuz, " ... adresinde ikamet
eden ve vergi mükellefiyeti bulunmayan ... isimli çiftçiye 22/02/2010 tarihli fatura ile 6 sıralı
havalı mibzer-soğan tohumu ekme makinesi satıldığı, ancak çiftçinin makineyi
almaktan vazgeçerek iade ettiği ve vergi mükellefiyetinin olmaması nedeniyle
fatura düzenleyemediği belirtilerek, gider pusulası düzenlenerek mal iadesi
yapılıp yapılamayacağı ile düzenlenmesi halinde gelir vergisi stopajı yapılıp
yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir. I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN YAPILAN
DEĞERLENDİRME: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun
52'nci maddesinin birinci fıkrasında, zirai faaliyetten doğan kazancın zirai
kazanç olduğu hükme bağlanmış olup, ikinci fıkrasında, zirai faaliyetin
tanımı yapılmış ve yedinci fıkrasında da zirai faaliyetlerin içinde yapıldığı
işletmelerin zirai işletme, bu işletmeleri işleten gerçek kişilerin (adi
şirketler dahil) vergiye tabi olsun veya olmasınlar
çiftçi ve bu faaliyetler neticesinde istihsal olunan maddelerin de mahsul
olduğu hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun 53'üncü maddesinin
birinci fıkrasında ise, çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların, bu
Kanunun 94'üncü maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat
yapılmak suretiyle vergilendirileceği, ancak 54'üncü maddede yazılı
işletme büyüklüğü ölçülerini aşan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu
mahiyetteki bir motorlu araca veya on yaşına kadar ikiden fazla traktöre
sahip olan çiftçilerin kazançlarının gerçek usulde tespit olunarak
vergilendirileceği, kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin
bu kazançları için beyanname vermeyeceği, ancak, çiftçiye ait olmakla
beraber zirai işletmeye dahil edilmeyen biçerdöver
veya bu mahiyetteki bir motorlu araç veya on yaşına kadar ikiden fazla
traktörün işletilmesinden elde edilen gelirlerin ticari kazanç hükümlerine
göre vergilendirileceği hükmü yer almıştır. Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 94'üncü maddesinde, maddenin birinci fıkrasında sayılan kişi, kurum
ve kuruluşların aynı maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak
ödenenler dahil) nakden veya hesaben
yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. İlgi dilekçeniz ekinde alınan belgelerin
tetkikinden, ... isimli çiftçiye şirketiniz
tarafından 22/02/2010 tarihli fatura ile soğan tohumu ekme makinesi
satıldığı, adı geçen çiftçinin " ... adresinde
171 dönümlük arazide ekmeklik buğday ve soğan üretimi yaptığı, adı geçen
çiftçi tarafından tohum ekme makinesinin şirketinize iadesi üzerine
16/04/2010 tarihli gider pusulası düzenlendiği ve gelir vergisi tevkifatı yapılmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar
çerçevesinde; ... un zirai faaliyetindeki (buğday ve
soğan ekimi) arazi ölçülerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 54'üncü maddesinde
belirtilen işletme büyüklüğü ölçülerini aşmaması, soğan tohumu ekme
makinesinin de tek başına motorlu bir araç vasfına haiz olmaması nedeniyle
adı geçen çiftçinin zirai kazancının hasılatları üzerinden tevkif suretiyle
vergilendirileceği tabiidir. Bu çerçevede; ilgi dilekçenizde
... tarafından şirketinize iade edildiği
belirtilen makine nedeniyle çiftçiye yapılan ödeme Gelir Vergisi Kanununun
94'üncü maddesinde sayılan nitelikte bir ödeme olmadığından gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmayacaktır. II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN YAPILAN
DEĞERLENDİRME: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü
maddesi (A) bendinde; "... Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile
hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri,
konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle
olan bağlantısı gözönünde tutularak
uygulanır." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Diğer taraftan, aynı Kanunun "İspat
edici kağıtlar" başlıklı 227'nci
maddesinin birinci fıkrasında; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu
kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait
olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, aynı Kanunun 234'üncü
maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde
tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek
erbabının ve çiftçilerin; ... 3-Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler veya onlardan satın
aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza
ettirecekleri gider pusulası vergidenmuaf
esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge birinci ve ikinci
sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları, altın
mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir." hükmü yer
almıştır. Buna göre; faturası düzenlenerek satılan
makinenin iade edilmesi halinde satın alanın vergi mükellefiyetinin
bulunmaması durumunda şirketinize yapılan iade karşılığında daha önce
düzenlenen belge ile ilişki kurmak suretiyle gider pusulası düzenlenerek
kayıt altına alınması mümkün bulunmaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz
incelenmesinden, ikinci el eşya ticaretinde gider pusulası tanziminde stopaj
yapılıp yapılmayacağı ile yapılacaksa oranın ne olacağı ve aynı iş kolunda
satışların fatura ile tevsik edildiği belirtilerek ayrıca yazar kasa kullanma
mecburiyeti bulunup bulunmadığı hususunda görüş istenildiği
anlaşılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin birinci fıkrasında
"Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar,
ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve
vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek
gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai
kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden
çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben
yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." denilmekte olup,
aynı fıkranın 13'üncü bendinde ise; esnaf muaflığından yararlananlara mal ve
hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden tevkifat
yapılacağı hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227'nci maddesinde; bu Kanuna göre tutulan
ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların
tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, 234'üncü maddesinde, "Birinci ve
ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter
tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:
3. Vergiden muaf esnafa;
Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana
veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından
verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların,
zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi
kıymetli eşya için de tanzim edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre; esnaf muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefiyeti bulunmayan
şahıslardan ikinci el ev eşyası alımlarında gider pusulası düzenlenmesi
gerekmekte olup, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinde, esnaf
muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan
yapılan alımlar için tevkifat yapılacağına dair
hüküm bulunmadığından gelir vergisi tevkifatı
yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak esnaf muaflığı kapsamında bulunan kişilerden ikinci el eşya alımında
bulunulması halinde, gider pusulası karşılığı yapılan ödemeler üzerinden
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 13/c bendi uyarınca %5 oranında
gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.
Diğer yandan, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme
Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunla,
perakende mal satan veya hizmet ifa eden birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,
Vergi Usul Kanununa göre fatura verme mecburiyeti olmayan satışlarının
belgelendirilmesi için ödeme kaydedici cihazları kullanma mecburiyeti
getirilmiş olup, ikinci el eşya ticareti faaliyetiniz nedeniyle ödeme
kaydedici cihaz kullanma mecburiyetiniz bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya
da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı dilekçenizde;
Defterdarlığımız .... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik
numaralı mükellefi olduğunuz, şirketinizin vergi mükellefi olmayan
şahıslardan tapu senedi ile satın aldığı gayrimenkulleri Ba-Bs
formları ile bildirip bildirmeyeceği, ayrıca bu alışlarınızda gider pusulası
düzenlenip düzenlenmeyeceği hususunda Defterdarlığımız görüşünün bildirilmesi
istenilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
"İspat Edici Kağıtlar" başlıklı 227'nci
maddesinde; "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve
üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki
mecburidir..." hükmüne, "Gider Pusulası" başlıklı 234'ncü
maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde
tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest
meslek erbabının ve çiftçilerin: Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler
veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı
satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından
verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların,
zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi
kıymetli eşya için de tanzim edilir. Gider pusulası, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını
(Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki
nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur. Gider
pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül
ettirilir." hükmüne yer verilmiştir. Diğer yandan, aynı kanunun 229'ncu
maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin
borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar
tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 230'ncu maddesinde
ise faturanın şekli belirtilerek içermesi gereken asgari bilgiler
sayılmıştır. Anılan Kanunun 231'nci maddesinde de fatura düzenlenmesinde
uyulacak kaidelere, 232'nci maddesinde ise fatura kullanma mecburiyetine
ilişkin esaslara yer verilmiştir. Öte yandan, 04/02/2010 tarih ve 27483
sayılı resmi gazetede yayımlanan 396 sıra nolu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin"1.2. Bildirime Konu Alış/Satışlar
Ve Hadler" başlıklı bölümünde; "1.2.1.
Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde
yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara
ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura,
serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt
pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi
ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim
formlarına dahil edilecektir. 1.2.2.
Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal
ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had
5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan
katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları,
"Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya
kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet
satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" nun Tablo II alanında
bildirilecektir." açıklamasına yer verilmiştir. Buna göre,
şirketinizin vergi mükellefi olmayan kişilerden, satmak üzere satın aldığı
gayrimenkuller için yukarıda belirtildiği şekilde gider pusulası düzenlemesi
ve gider pusulasının bu gayrimenkulleri satan kişiye imzalatılarak bir
nüshasının satan kişiye verilmesi, vergi mükellefi olmayan kişilerden gider
pusulası düzenlenerek satın alınan gayrimenkullerin satılması durumunda ise
gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, 396 sıra nolu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen dönem ve sürelerde şirket
faaliyet konunuz itibariyle ticari mal niteliğinde bulunan gayrimenkullere
ilişkin alış ve satışlarınızın Ba ve Bs bildirim formlarıyla bildirilmesi gerekmektedir. Bilgilerinize rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı dilekçenizde; ... hesap numarasında kayıtlı olduğunuz, iktisadi işletmeniz
bünyesinde çıkartmakta olduğunuz Derginizi yurt genelinde 5,00.-TL makbuz
karşılığı sattığınız, bu dergilerin pazarlamasında çalışan personele
verdiğiniz %40 primi Gider Pusulası ile belgelendirip
belgelendirmeyeceği hakkında bilgi istenilmektedir. Bilindiği üzere; 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, derneklere ait iktisadi
işletmeler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, dernek tüzel kişiliği
ise mükellefiyet dışında bırakılmış olup; aynı kanunun 2. maddesinin 5'inci
ve 6'ncı fıkralarında ise derneklere ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı
bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticari,
sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin,
derneklerin iktisadi işletmeleri olduğu, derneklere ait iktisadi işletmelerin
kazanç gayesi gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler
arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin
ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının
mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal ve hizmet bedelinin sadece maliyeti
karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına
tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme
bağlanmıştır. Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı
üzere, Kurumlar Vergisi Kanununda dernekler, verginin mevzuu dışında
bırakılmış, bunlara ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan
iktisadi işletmeler vergi kapsamına alınmıştır. 213 Sayılı VUK'nun
Gider Pusulası başlıklı 234. maddesinde de; "Birinci ve ikinci sınıf
tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak
mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin: 3. Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler veya onlardan satın
aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza
ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.
Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan
kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim
edilir. Gider pusulası, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla
soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva
eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana
tevdi olunur. (2365 sayılı Kanunun 37'nci maddesiyle
eklenen fıkra) Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde
teselsül ettirilir. Ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 61 inci maddesinde; "Ücret işverene tabi ve belirli bir
işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar
ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin, ödenek, tazminat, kasa
tazminatı (mali sorumluluk tazminatı) tahsisat, zam, avans, aidat, huzur
hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş
olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın
belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez."hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, aynı Kanunun 94 üncü
maddesinde; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri,
sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar,
dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu
yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek
erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre
tespit eden çiftçilerin aynı maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans
olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir
vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur
oldukları" hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin 1 numaralı bendi ile de,
hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan
ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılması gerektiği açıklanmıştır. Buna göre, Derneğinizce dergilerin
pazarlamasında çalışan personele verdiğiniz ücret ödemeleri üzerinden Gelir
Vergisi Kanununun 103 ve 104 üncü maddelerinde belirtilen oran ve esaslar dahilinde aynı Kanunun 94/1 inci maddesi gereğince gelir
vergisi tevkifatı yapılması gerekir. Bu çerçevede, dergi satışı hizmeti
karşılığında Derneğiniz tarafından söz konusu şahıslara yapılacak ödemelerin
ücret olarak değerlendirilmesi ve ücret bordrosu düzenlenmesi gerektiğinden
gider pusulası düzenlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Bilgilerinize rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya
da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı dilekçenizde; .....Vergi Dairesi Müdürlüğünün ..... vergi
numaralı mükellefi olarak emlak ve oto alım/satımı faaliyetinde
bulunduğunuzdan bahisle, vergi mükellefi olmayan şahıslardan satın alınan
gayrimenkullerin, tapu senedine dayanılarak muhasebe kaydının yapılmasının
mümkün olup olmadığı ve söz konusu işlemlerde belge düzeni ile şahıs veya
sigorta şirketlerinden ikinci el normal veya hasarlı olarak alınan araçlar
için düzenlenen noter satış senedinin muhasebe kayıtlarında esas alınıp
alınamayacağı ve söz konusu kayıtların kasko değeri üzerinden yapılmasının
mümkün olup olmadığı hususlarında Başkanlığımızdan görüş verilmesi talep
edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 inci
maddesinde; bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve
muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, bu
Kanuna göre tevsik edici bir belgemahiyetinde
bulunan fatura ise mezkur Kanunun 229 uncu
maddesinde; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı
meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından
müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 230 uncu maddesinin
birinci fıkrasının 4 numaralı bendinde de malın veya işin nevi, miktarı ve
tutarının faturada yer alması gereken bilgiler arasında olması gerektiği, 231
inci maddesinin beş numaralı bendinde ise; faturanın, malın teslimi veya hizmetin
yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre
içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm
altına alınmıştır. Aynı Kanunun 234 üncü maddesinde;
"Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit
edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve
çiftçilerin: ... 3- Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler veya onlardan satın
aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza
ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura
hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zatieşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın,
mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir. Gider pusulası, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla
soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva
eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana
tevdi olunur." hükmü yer almaktadır. Buna göre, işletmeye
alınan iktisadi kıymetlerin işletme aktifine kaydedilmesi veya aktifinden
çıkarılmasına ilişkin kayıtlarının Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenen
belgelerle tevsik edilmesi gerektiğinden, vergi mükellefi olmayan şahıslardan
satmak amacıyla alınan gayrimenkuller ile ikinci el araçlar için firmanızın
vergi mükellefi olmayan şahıslara gider pusulası düzenlemesi, satış yapan
şahısların vergi mükellefi olması durumunda ise bu şahısların firmanıza
fatura düzenlemesi gerekmektedir Ayrıca, vergi
mükellefi olmayan şahıslardan alınan araçların firmanızca satışının yapılması
durumunda motorlu kara taşıtlarına ilişkin esas alınacak tutar, gerçek satış
bedeli olup, gerçek satış bedelinin emsallerine göre bariz bir
şekilde düşük beyan edilmesi halinde vergi idaresince, taşıtın
gerçek satış bedelinin tespiti yoluna gidilebilecek olup, bu tespit işlemi
sırasında, diğer unsurlarla birlikte taşıtın satış tarihi itibariyle geçerli
olan kasko sigortasına esas alınan bedelinden de yararlanılabileceği
tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı dilekçenizde; ... Vergi Dairesi
Müdürlüğünün ... vergi
numaralı mükellefi olarak vergi mükelleflerine ve nihai tüketicilere ait
hurdaya ayrılmış araçları doğrudan ya da ihale yoluyla sigorta şirketlerinden
noter satışı kanalıyla aldığınız ve bu araçları parçalamak suretiyle mükelleflere
ve nihai tüketicilere satışını yaptığınızı ve gelir veya kurumlar vergisi
mükellefi olanlardan yaptığınız alışlarda fatura temin etmekte güçlük
çektiğinizi belirterek, mükelleflerden noter senedi ile almış olduğunuz,
trafikten çekme belgeli ve daha sonra hurdaya ayrılan araçların düzenlenen
noter satış senetlerine istinaden kayıtlarınıza alınıp alınamayacağı, kayıt
altına alınabilmesi durumunda ise Ba ve Bs formlarının nasıl düzenleneceği, mükelleflerden olan
alışlarda nihai tüketicilerde olduğu gibi gider pusulası düzenlenip
düzenlenemeyeceği, vergi mükellefi olanlardan alınan hurda araçlar için
fatura alınması gerekiyorsa fatura vermekten imtina eden firmalar hakkında
nasıl bir yol izleneceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş verilmesi talep
edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun
229'uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında
müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan
tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır. Kanun'un 231'inci maddesinin 5 numaralı bendinde de; faturanın
malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde
düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç
düzenlenmemiş sayılacağı, 232'nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf
tüccarlarla, kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak
mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için
fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve
almak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun'un "İspat Edici
Kâğıtlar" başlıklı 227'nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bu
kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla
olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir."
hükmüne yer verilmiştir. Diğer taraftan mezkur
Kanun'un 234'üncü maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar,
kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan
serbest meslek erbabının ve çiftçilerin: ... 3. Vergiden muaf esnafa; ... Yaptırdıkları işler veya onlardan satın
aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza
ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura
hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını
satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de
tanzim edilir." hükmü mevcuttur. Öte yandan, aynı
Kanun'un 353'üncü maddesinde; "Verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile
serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmamasıveya
düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi
halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, her bir belge için 10.000.000
liradan (393 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2010'dan itibaren 160
-TL) aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ
farkının % 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir." açıklamalarına
yer verilmiştir. Buna göre, gelir veya kurumlar vergisi
mükelleflerinin işletmelerinde kayıtlı olan ve noter satış senedi ile
aldığınız araçların kayıtlarınıza intikal ettirilebilmesi için mutlaka araç
satışı yapan mükellefler tarafından tarafınıza fatura düzenlenmesi, nihai
tüketicilerden alınan araçlar için ise tarafınızca nihai tüketiciler adına
gider pusulası tanzim edilmesi ve bu kişilere imzalatılması gerekmektedir. Ayrıca, tarafınıza araç satmış olduğu
halde kanuni süresi içerisinde talep etmenize rağmen fatura düzenlemeyen
mükelleflerle ilgili yetkili makamlara (bağlı bulunduğunuz vergi dairesi,
vergi dairesi başkanlığı) başvurmanız mümkündür. Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge
talep formunun tetkikinden, vergi mükellefi olmayan kişilerden yapmış
olduğunuz mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak düzenlemiş olduğunuz gider
pusulasında yer alacak bedel için herhangi bir üst sınırın olup olmadığı
konusunda Başkanlığımızın görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar,
kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan
serbest meslek erbabının ve çiftçilerin: vergiden muaf esnafa yaptırdıkları
işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya
emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf
tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf
tüccarların, zâti eşyalarını satan kimselerden
satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir. Gider pusulası, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla
soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva
eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana
tevdi olunur. Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde
teselsül ettirilir." hükmü yer almaktadır. Ayrıca, konu hakkında
yayımlanan 225 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider
pusulalarında, işin mahiyeti, cinsi, adedi, fiyatı, tutarı, toplamı, tevkif
edilen vergi oranı ve net tutarı; işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın
alan ile satanın adlarıyla soyadları (tüzel kişilerde unvanları) adresleri,
varsa vergi dairesi ve hesap numarası, seri ve müteselsil sıra numarası ve
düzenleme tarihine ilişkin bilgilere yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, vergi
mükellefi olmayan kişilerden yapmış olduğunuz mal ve hizmet alımlarında
düzenleyecek olduğunuz gider pusulalarında yer alacak bedele ilişkin bir
sınırlama bulunmamaktadır. Bilgilerinize rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ... A.Ş.
tarafından şeker pancarı teslimleri sırasında gerçek usulde
vergilendirilmeyen üretici çiftçilere verilen şekerlerin, şirketiniz
tarafından çiftçilerden satın alınırken düzenlenecek gider pusulasında tevkifat oranının ne olacağı hususunda Başkanlığımız
görüşü talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 52 nci
maddesinde; "Zirai faaliyetten doğan kazanç zirai kazançtır. Zirai
faaliyet; arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme,
yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade
etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin
istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından
muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde
faydalanılmasını ifade eder.
.......
Yukarıda yazılı faaliyetlerin içinde yapıldığı işletmelere zirai işletme bu
işletmeleri işleten gerçek kişilere (Adi şirketler dahil), vergiye tabi olsun
veya olmasınlar, çiftçi ve bu faaliyetler neticesinde istihsal olunan
maddelere de mahsul denir....." hükmüne yer
verilmiştir.
Aynı Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, madde metninde sayılan
kurum ve kuruluşların yine madde metninde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir
vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur
oldukları hükmü yer almaktadır. Mezkur maddenin
birinci fıkrasının 11 numaralı bendinde de çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller
ve hizmetler için yapılan ödemelerden yapılacak gelir vergisi tevkifatı oranlan belirlenmiş olup, çiftçilerden alınan
zirai mahsullerden ticaret borsalarına tescil ettirilerek satın alınanlar
için tevkifat oranı %50 indirimli olarak
belirlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Gider Pusulası"
başlıklı 234 üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı
basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest
meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya
onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı
satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından
verilmiş fatura hükmünde olduğu belirtilmiştir.
Bu hükümler çerçevesinde, esnaf muaflığından yararlanmayan veya gerçek usulde
vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldığınız zirai mahsul olarak
değerlendirilemeyecek şeker nedeniyle düzenleyeceğiniz gider pusulasında
gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek
bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, ... A.Ş tarafından şeker pancarı teslimleri nedeniyle
gerçek usulde vergilendirilmeyen üretici çiftçilere yapılacak ödemelerden tevkifat yapılması gerekmekte olup, üzerinden tevkifat yapılacak tutar da bu teslimler karşılığında
çiftçiye ödenen tutar ile verilen şekerlerin emsal bedeli toplamından
oluşacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
|
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketinizin
savunma sanayi alanında faaliyette bulunduğunu, genel olarak askeri ürünler
imal ettiğinizi, işleri ihale ile aldığınızı ve verilen sürede teslim etmek
için dışarıdan işgücü temin ettiğinizi, elemanlarınızın vasıflı olması
gerektiğini, bu nedenle başka yerlerde sigortalı çalışan veya emekli olan
kişilerle çalıştığınızı, elektrik teknisyeni olarak çalışan ........'un halen SGK'lı
çalıştığından ödediğiniz tutarlar üzerinden gider pusulası düzenlediğinizi,
KDV yönünden bir işlem yapmadığınızı belirterek belge düzeninin doğru olup
olmadığının ve gider pusulası düzenlenmesinde bir üst sınır olup olmadığı
yönünde bilgi talep etmiş bulunmaktasınız.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Vergiden
Muaf Esnaf" başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, ticaret ve
sanat erbabından maddede yazılı şekil ve suretle çalışanların gelir
vergisinden muaf olduğu, söz konusu fıkranın 2 numaralı bendinde, bir iş yeri
açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike
iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı
tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür
kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabının muafiyetten
faydalanacağı, anılan maddenin ikinci fıkrasında; ticari, zirai veya mesleki
kazancı dolayısı ile gerçek usulde Gelir Vergisine tabi olanlar ile maddede
sayılan işleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek
şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacağı, aynı maddenin son
fıkrasında ise bu muaflığın, 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen
vergiye şümulünün olmadığı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 61 inci maddesinde;
"Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak
çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile
temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı),
tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı
veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti
niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin
edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez."
hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata
tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş, 13 numaralı bendinde;
"13.Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları
karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
uyarınca)
...
d) Diğer hizmet alımları (a, b ve c alt bentleri hariç olmak üzere mal
ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için % 10, "
oranında gelir vergisi tevkifatı
yapılması hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 234 üncü
maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit
edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve
çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın
aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza
ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş
fatura hükmünde olduğu, bu belgenin, birinci ve ikinci sınıf tüccarların,
zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi
kıymetli eşya için de tanzim edileceği hükme bağlanmış olup, gider
pusulalarında yer alacak bedele ilişkin bir sınırlama bulunmamaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz tarafından yaptırılan
işlerin, bir hizmet sözleşmesine dayalı olarak işçi - işveren ilişkisi
doğuracak şekilde yaptırılması durumunda, yapılan ödemelerin ücret kabul
edilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre
vergilendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu işin esnaf muaflığı kapsamında
bulunan kişilere yaptırılması halinde ise, bu kapsamda yapılan ödemeler üzerinden
aynı Kanunun 94/13-d maddesi uyarınca %10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.
Ancak söz konusu işin, esnaf muaflığından
yararlanmayan ve vergi mükellefi olmayan kişilere yaptırılması halinde
yapacağınız ödeme için gider pusulası düzenlenmesi gerekmekte olup, Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, esnaf muaflığından yararlanmayan ve
vergi mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan yapılan hizmet alımları için tevkifat yapılacağına dair hüküm bulunmadığından, gelir
vergisi tevkifatı yapılmasına gerek
bulunmamaktadır.
Öte yandan, esnaf muaflığı belgesi alınması zorunluluğu 4444 sayılı
Kanunun 14/A-1 inci maddesi ile kaldırıldığından vergiden muaf esnafa ilişkin
şartları taşıyanlardan anılan belge aranılmaması gerekir.
3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde ticari,
sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye'de
yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olacağı hükme bağlanmış 17/4-a
maddesi ile Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde
vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler, 17/4-b
maddesinde ile de Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergiye tabi
olmayan çiftçiler ile aynı Kanunun 66 ncı maddesine
göre vergiden muaf olan serbest meslek erbabı tarafından yapılan teslim ve
hizmetler vergiden istisna edilmiştir.
Buna göre, şirketinize hizmet ifa eden elemanların yapmış olduğu
faaliyetler sonucunda elde ettiği gelirlerin, Gelir Vergisi Kanununa göre
"ücret" olarak değerlendirilmesi halinde bu kişiler tarafından ifa
edilen hizmetler KDV nin konusuna girmemektedir.
Ancak, hizmet ifasında bulunan kişiler tarafından
yapılan faaliyetlerin "serbest meslek faaliyeti" veya "ticari
faaliyet" olarak değerlendirilmesi halinde bu faaliyetler genel hükümler
çerçevesinde KDV ye tabi olmakla birlikte söz konusu faaliyetleri ifa
edenlerin Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf veya serbest meslek
erbabı olması durumunda bu faaliyetler kapsamında ifa edilen hizmetler KDV
den istisna tutulacaktır.
Dolayısıyla, şirketinize hizmet ifasından bulunan
gerçek kişilerin yapmış oldukları faaliyetlerin "serbest meslek
faaliyeti" veya "ticari faaliyet" olarak değerlendirilmesi ve
bunları yapanların vergiden muaf esnaf veya serbest meslek erbabı olmaması
halinde bu kişilerin KDV mükellefiyeti tesis ettirerek, şirketinize fatura
veya serbest meslek makbuzu düzenleyerek elde ettikleri gelirler üzerinden
%18 oranında KDV hesaplamaları gerekmektedir.
Ayrıca söz konusu faaliyetlerin, KDV Kanununun 9 uncu
maddesi ile Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden yayımlanan 96 ve 97 Seri
No.lu KDV Genel Tebliğleri ile getirilen ve uygulama esasları bu Tebliğler
ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin (2) numaralı bölümünde açıklanan "işgücü
temin hizmetleri" kapsamında yer alması halinde, işlem bedelleri
üzerinden hesaplanan KDV nin yukarıda belirtilen
mevzuat çerçevesinde %90 oranında tevkifata tabi
tutulacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge
talep formunuzda; Şirketinizin patates dahil
işlenmemiş sebze ve meyve toptan ticareti faaliyetinden dolayı yılın belli
aylarında günlük yevmiye usulü ile çalıştırdığı tarım işçilerine yaptığı
ödemeler nedeniyle gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği ve yine bu
ödemelerden % 10 gelir vergisi tevkifatı yapılıp
yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 234 üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı
basit usulde tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan serbest
meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa, yaptırdıkları işler
veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı
satana imza ettirecekleri olan bu belgenin vergiden muaf esnaf tarafından
verilmiş fatura hükmünde olduğu belirtilmiştir. 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında tevkifat
yapmakla yükümlü olanlar belirtilmiş olup anılan fıkranın (11) numaralı
bendinde de zirai ürün ve hizmetler için yapılan ödemeler üzerinden istihkak
sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat
yapılacağı hükme bağlanmış ve bu madde ile Bakanlar Kuruluna bu oranlarıdeğiştirme ve farklılaştırma konusunda yetki
verilmiştir. Aynı fıkranın (13) numaralı bendinde ise
esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet karşılığında yapılan
ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı
belirtilmiş olup, bahse konu tevkifat oranı
2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan 242 seri no.lu Gelir
Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre, zirai işletmelerde
ücretli durumuna girmeksizin çalıştırılan çiftçilere bizzat yapılan sulama,
süt sağımı, meyve toplaması, kavaklıklarda dikim, kesim, toplama, taşıma gibi
hizmetler de zirai faaliyet kapsamında ifa edilen hizmet olarak kabul
edilecektir. Bu durumda zirai faaliyet kapsamında söz
konusu hizmetleri ifa eden çiftçilere ödenecek hizmet bedelleri üzerinden 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı Kararnamenin eki
Kararın 1 inci maddesinin (11) numaralı bendinin (c/ii) alt bendinde
belirlendiği üzere % 4 oranında gelir vergisi tevkifatı
yapılacaktır. Ancak bu hizmetlerin; müteahhit,
taşeron veya dayıbaşlara yaptırılması halinde,
gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olan bu kişilere yapılan ödemelerden vergi
tevkif edilmemesi, vergiden muaf esnafa yaptırılması halinde ise bu kişilere
yapılan ödemeler üzerinden 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı
Kararnamenin eki Kararın 1 inci maddesinin (13) numaralı bendinin (d) alt
bendinde belirlenen % 10 oranında gelir vergisi tevkifatı
yapılması gerekmektedir. Öte yandan, zirai faaliyet kapsamında
ifa edilen hizmetlere ilişkin olarak esnaf muaflığından yararlananlara
yapılacak ödemeler için gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir. Söz konusu
ödemelerin kazancı gerçek usulde tespit edilmeyen çiftçilere yapılması
halinde de gider pusulası düzenlenebilecektir. Bilgilerinize rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya
da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI DENİZLİ VERGİ DAİRESİ
BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup
Müdürlüğü Sayı: B.07.1.GİB.4.20.15.01-30-MUK-2012-11-129
21/02/2012 Konu: Site yönetimi tarafından bedel karşılığında
teslim (devir) edilen elektrik trafosu için yapılan ödemelerde gider pusulası
düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenmesi halinde tevkifat
yapılıp yapılmayacağı hususu İlgide kayıtlı özelge
talep formu ile site yönetimi tarafından bedel karşılığında teslim (devir)
edilen elektrik trafosu için yapacağınız ödemelerde gider pusulası düzenlenip
düzenlenmeyeceği ile düzenlenmesi halinde % 5 gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi verilmesi
istenilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasında “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu
müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları,dernekler, vakıflar, dernek ve
vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler,
gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı,
zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden
çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler
dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada,
istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat
yapmaya mecburdurlar.” denilmekte olup, aynı fıkranın 13 üncü bendinde ise;
esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan
ödemelerden tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 227 nci maddesinde; bu Kanuna göre
tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan
kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, 234 üncü maddesinde de,
birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle
defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin
vergiden muaf esnafa, yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia
için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider
pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu;
bu belgenin, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan
kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim
edileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre, esnaf muaflığından yararlanmayan ve
vergi mükellefiyeti bulunmayanlardan yapılan bazı alımlarda gider pusulası
düzenlenmesi gerekmekte olup, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde
esnaf muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefiyeti bulunmayan
şahıslardan yapılan alımlar için tevkifat
yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığından gelir vergisi tevkifatı
yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle, şirketinizce site yönetiminin vergi
mükellefiyetinin bulunmaması halinde devredilen elektrik tesisi (elektrik
trafosu) için gider pusulası düzenlenmesi ve karşılığında yapılan ödemeler
üzerinden tevkifat yapılmaması, ancak site
yönetiminin vergi mükellefiyeti bulunması halinde ise devredilen elektrik
trafosu için devir bedeli üzerinden site yönetimince fatura düzenlenmesi
gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213
sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde
bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası
kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. |
………………………………………………………………..
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda ikinci el
otomobil alım ve satımı işi yapmak üzere işyeri açtığınızı belirterek,
noterde satış senedi ile satın aldığınız otomobillerin kaydı ile alım ve
satım arasındaki farkın veya alınan komisyonun vergilendirilmesi hususlarında
Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz. I-
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu'nun 28'inci maddesinin
Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı
Kararname ile mal teslimi ve hizmet ifalarına uygulanacak KDV oranları
belirlenmiştir. Kararname eki (I) sayılı listenin 9'uncu
sırasına göre TGTC nin 87.03 tarife pozisyonunda
yer alan binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal
edilmiş diğer motorlu taşıtlardan kullanılmış olanların teslimlerinde % 1,
KDV Kanunu'nun 30'uncu maddesinin b bendine göre binek otomobillerinin
alımında yüklenilen KDV'yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin, bu araçları
tesliminde ise % 18 oranında KDV uygulanmaktadır.
Söz konusu Kararnamenin 1'inci maddesinin beşinci fıkrasında (I) sayılı
listenin 9'uncu sırasında yer alan "kullanılmış" deyiminin 4760
sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na göre ÖTV ye tabi olmayan taşıtları
ifade edeceği belirtilmiştir.
2008/13426 sayılı BKK ekli Kararnamenin 2'nci maddesinde ise KDV
Kanunu'nun 30'uncu maddesinin b bendine göre binek otomobillerin alımında
yüklenilen KDV'yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin, kiralamak veya çeşitli
şekillerde işletmek üzere iktisap ettikleri ve 31/12/2007
tarihi itibarıyla aktiflerinde veya envanterlerinde bulunan binek
otomobillerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra teslime
konu olması halinde bu teslimde % 1 oranında KDV uygulanacağı ifade edilmiştir.
Öte yandan, Kanun'un 30'uncu maddesinin b bendinde ise faaliyetleri
kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde
işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere
ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV'nin vergiye tabi
işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemeyeceği hüküm altına
alınmıştır.
Ayrıca, 54 No'lu KDV Sirküleri'nde
kullanılmış araç satışında uygulanması gereken KDV oranı; 57 No'lu KDV Sirküleri'nde de
binek otomobillerin alımında ödenen KDV'nin indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı hakkında gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Buna göre,
1- Başkasına ait binek otomobillerinin satışına aracılık edilmesi halinde
teslim satıcı ile alıcı arasında gerçekleşmektedir. Bu işlemde satıcının
mükellef olmaması halinde KDV uygulanmayacaktır.
Satıcının mükellef olması ve binek otomobilin alımında ödenen KDV'yi
indirme hakkının bulunması halinde, bu teslimde % 18 KDV uygulanacak ve
satıcı tarafından beyan edilecektir.
Satıcının mükellef olması ve binek otomobilin alımında ödenen KDV'yi
indirme hakkının bulunmaması halinde, satışta % 1 KDV uygulanacak ve satıcı
tarafından beyan edilecektir.
Bu satışlara aracılık nedeniyle komisyon vb. adı altında sağlanan
gelirler % 18 oranında KDV'ye tabi olacak ve aracılık bedeli üzerinden
hesaplanacak bu tutar aracı firmalarca beyan edilecektir.
2- Kullanılmış binek otomobillerin satın alınıp işletme adına kayıt ve
tescil ettirildikten sonra satışa sunulmasında alış sırasında satıcının
durumuna bağlı olarak % 1 veya % 18 olarak ödenen KDV'nin indirim konusu
yapılması mümkün olmayıp gider veya maliyet olarak dikkate alınması
gerekmektedir. II-
GELİR VERGİSİ VE VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin (1) numaralı
fıkrasında sayılanlar bu fıkranın bentlerinde yazılı ödemeleri (avans olarak
ödenenler dahil) nakden veya hesaben
yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.
Aynı maddede hangi ödemelerin vergi tevkifatına
tabi olacağı sayılmış olup maddenin 13'üncü bendinde esnaf muaflığından
yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229'uncu maddesinde
faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı
meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından
müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 232'nci maddesinde tüccarların
sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve aldıkları emtia
veya hizmet için de fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hüküm
altına alınmıştır.
Aynı Kanun'un 234' üncü maddesine göre tüccarların vergiden muaf esnafa
yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için düzenleyip işi
yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf
esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.
Bu itibarla, vergi mükellefi olmayan kişilerden noter satış senedi ile satın
aldığınız araçlar için gerçek satış bedeli üzerinden gider pusulası
düzenlemeniz gerekmekte olup söz konusu araçlar için yapacağınız ödemelerden
gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek
bulunmamaktadır.
Başkasına ait binek otomobillerinin satışına aracılık etmeniz halinde
komisyon faturası düzenlemeniz gerekmektedir.
Kullanılmış binek otomobillerin satın alınıp işletme adına kayıt ve tescil
ettirildikten sonra satışa sunulması halinde ise gerçek satış bedeli
üzerinden fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Ancak, gerçek satış bedelinin emsallerine göre bariz bir şekilde düşük beyan
edildiğinin tespit edilmesi halinde idarece, taşıtın gerçek satış bedelinin
tespiti yoluna gidilebileceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı
ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş
ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş
olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu
fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi
cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır. |